11. Hukuk Dairesi 2016/5882 E. , 2016/8457 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/04/2014 tarih ve 2008/690-2014/183 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 25/10/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 593 ada 71 parselde kayıtlı taşınmazın 19, 20, 21, 22, 25 nolu bağımsız bölümlerinin 8.000 TL gibi çok düşük bir bedel ile davalı şirkete usulsüz olarak satıldığını, bu durumun yeni yöneticilerin göreve gelmesi ile yaptırılan tahkikat ve müfettiş raporu ile anlaşıldığını, odaya ait taşınmazların usulsüz ve kötü niyetli olarak davalı şirkete satış gibi gösterildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın 19, 20, 21, 22, 25 no.lu bölümlerinin davalı adına olan tapusunun iptali ile davacı oda adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket yetkilisi, davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, satış tarihi ve dava tarihi arasında çok uzun bir süre geçtiğini, dava konusu 25 no.lu bağımsız bölüm şirketin kuruluşundan itibaren şirkete ait olduğundan dava konusu yapılamayacağını, dava konusu satış işlemi tapuda yapıldığından davacı tarafın iddiasını aynı mahiyette resmi evrak ile kanıtlaması gerektiğini, satışın davacı odanın yönetim kurulu karar defterine kaydedildiğini, satış işleminden sonra yapılan genel kurulda bu işlem ile ilgili herhangi bir karar alınmadığını, dava konusu taşınmazın değerinin altında satıldığı iddiasının doğru olmadığını, dava konusu taşınmazın altında bulanan ve daha büyük olan yerin alınması amacıyla satıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre davalı taraf 6762 sayılı TTK"nın 309/2. maddesi uyarınca 2 ve 5 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolduğunu savunmuş ise de mevcut zararın 2008 teftişinden sonra ortaya çıkması ve açılan davanın genel kurul kararının iptaline değil zararın tazminine yönelik olması nedeniyle zamanaşımı definin yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile, dava konusu 19-20-21-22-25 nolu bağımsız bölümlerinin tapu kayıtlarının iptali ile davacı ... ve ... Odası Başkanlığı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı odaya ait taşınmazların ortağı bulunduğu davalı şirkete usulsüz şekilde değerinin altında bedellerle satılması nedeniyle tapu iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkindir.
Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davalı vekili, dava konusu 25 nolu bağımsız bölümün müvekkili şirketin kuruluşundan itibaren şirkete ait olduğunu, dava dışı üçüncü sahışlardan satın alındığını, davacı Oda ile ilgisi bulunmadığını, dava konusu diğer bağımsız bölümlerin satış işlemi konusunda Oda"nın yetkili kurullarının kararı bulunduğunu, ibra söz konusu olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların satış tarihindeki rayiç değerinin tespiti konusunda bilirkişi raporu alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de davacı Oda, tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde bir kuruluştur. Meslek odaları, üyelerinin ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki anlamda yapılan işlerini kolaylaştırmak, mesleğin çıkarlarını korumak, meslektaşların birbirleri ile iletişim kurmasını ve dayanışmasını sağlamak amacıyla kurulan kuruluşlardır. Odaların bu yapısı itibariyle kendine özgü mevzuatı ve kendine özgü organları bulunmaktadır.
Bu itibarla mahkemece, davacının bir meslek odası olduğu nazara alınarak meslek odalarının karar ve yönetim organlarından, taşınmaz satımı konusunda yetkili organın hangisi olduğu ve nasıl bir yasal prosedür gerektirdiği, yeterli toplantı ve karar sayısına ulaşılıp ulaşılmadığı yeterli çoğunlukla karar alındı ise bunun hukuki sonuçlarının neler olduğu ve davalı vekili satıştan sonra dava konusu işlemlerle ilgili ibra kararı olduğunu iddia ettiği gözetildiğinde dava konusu satış işleminin davacı Oda"nın ilgili kurullarında açıkça görüşülüp ibra edilip edilmediği tartışılarak sonucuna göre karar verilmek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca davalı vekili davanın başından beri tüm aşamalarda dava konusu 25 nolu bağımsız bölümün baştan itibaren müvekkili şirkete ait olduğunu, dava dışı üçüncü sahışlardan müvekkilince satın alındığını iddia ederek tapu senedi sunduğundan davalının bu savunması üzerinde durulup tapu kayıtları, davacı Oda defter ve kayıtları ile davalı şirket kayıtları üzerinde inceleme yapmak suretiyle davalı savunmasında ileri sürülen hususun açıklığa kavuşturulması, dava konusu 25 nolu bağımsız bölümün davalı tarafından dava dışı üçüncü kişilerden satın alındığının anlaşılması halinde de davacının dava konusu diğer taşınmazların satış tarihindeki gerçek değeri konusundaki iddialarının buna göre değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.