Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/10444 Esas 2016/4235 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/10444
Karar No: 2016/4235
Karar Tarihi: 29.03.2016

Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/10444 Esas 2016/4235 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanıkların bir caminin abdesthanesinde müştekinin cebindeki cüzdanı çalmalarına yönelik olarak asliye ceza mahkemesince verilen mahkumiyet hükmü temyiz edilmişti. Yargıtay 17. Ceza Dairesi ise, TCK'nın 142/1-b maddesi uyarınca suçun işlendiği gerekçesiyle mahkemenin kararının isabetsizlik taşımadığına karar vermiştir. Ancak, müştekinin zararının hangi aşamada giderildiği hususunun değerlendirilmediği ve sanıkların cezalandırılmasına yönelik TCK'nın 168/1. maddesi uyarınca yapılacak indirim oranının değerlendirilmediği belirtilerek mahkeme kararı bozulmuştur. Mahkeme kararında yer alan kanun maddeleri ise TCK'nın 142/1-a, 142/1-b, 168/1. ve 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesi (a), (b), (c), (d), (e) bentleri, 2. fıkrası ve 3. fıkrasıdır.
17. Ceza Dairesi         2015/10444 E.  ,  2016/4235 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
TCK"nın 142/1-a maddesinin, ibadete ayrılmış yerde bulunan eşya hakkında hırsızlık suçunu düzenleyip, eklenti niteliğindeki yerde bulunan eşyaya yönelik hırsızlık eylemini kapsamadığı anlaşılmakla, sanıkların, ... Camiinin alt katında bulunan, eklenti niteliğindeki abdesthanede, abdest almakta olan müştekinin askıya bıraktığı ceketinin cebinden cüzdan çalmaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinin TCK"nın 142/1-b maddesindeki suça uyduğu ve mahkemece yapılan uygulamada bir isabetsizlik bulunmadığı görülmekle, bu yönde eleştiri getiren tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık ..."in soruşturma aşamasındaki 31.03.2010 tarihli ifadesinde “müştekinin hesabından çektikleri parayı iade ettirdiği” yolunda beyanda bulunduğu, sanıkların aşamalarda atılı suçu kabul ettikleri, yargılama aşamasında da müştekinin zararını giderdikleri yolundaki beyanlarını sürdürdükleri, müştekinin de 16.07.2010 tarihli oturumda suç nedeniyle oluşan zararının sanıklar tarafından tazmin edildiğini beyan ettiğinin anlaşılması karşısında, müştekinin yöntemine uygun şekilde celbi ile zararının hangi aşamada giderildiği hususunun sorularak elde edilecek sonuca göre sanıklar hakkında TCK"nın 168/1. maddesi uyarınca yapılacak indirim oranının ½ den fazla olup olmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Kasten işlemiş olduğu suç nedeniyle hapis cezalarıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm oldukları hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması ile ayrıca T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ..."in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 29.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.






Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.