8. Hukuk Dairesi 2019/159 E. , 2019/994 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ve Yargıtayca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan ve kararın Yargıtay Başsavcılığınca kanun yararına bozulması istemi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, dava konusu 112/4, 134/2, 277, 223 ve 532 parsel sayılı taşınmazların tarafların ortak murisi ..."den vekil edenine intikal ettiğini, murisin 20/11/1981 tarihinde vefat ettiğini, o tarihten beri dava konusu yerlerin davalılar tarafından kullanıldığını ve kira gelirinden vekil edenine miras payı oranında herhangi bir ödeme yapılmadığını, dava konusu taşınmazlarla ilgili 2004/247 Esasında ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, intifadan men şartının gerçekleştiğini belirterek, 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015 yılları arası 2000 TL ecrimisilin her aya ilişkin bedelin ilişkin olduğu ayın sonundan itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, 30/03/2017 havale tarihli dilekçesi ile, 277, 223 ve 532 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davasından feragat etmiş,yine yargılama sırasında ecrimisil miktarını ıslahla 2.278,50 -TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar vekili, vekil edenlerinin dava konusu 277, 223 ve 532 parsel sayılı taşınmazları kullanmadıklarını, 112/4 ve 134/2 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili olarak ise davacı ... Dönmez ve .... ile icar sözleşmesi imzalandığını, 2013, 2014, 2015 yıllları arasındaki icar bedelinin ödendiğini, sözleşmede davacının geçmişe dönük icar parası ile ilgili bir talebinin olmadığını, faiz talebinin de yasal olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, 2.278,50 TL ecrimisil bedelinin 2.000 TL" sinin dava tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine kesin olarak karar verilmiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiş, Yargıtay Başsavcılığın"ca kararın kanun yararına bozulması istenilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden, davacı vekilinin, tarafların ortak murisinden intikal eden dava konusu 112/4, 134/2, 277, 223 ve 532 parsel sayılı taşınmazların davalılar tarafından kullanıldığını belirterek 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ait son beş yıllık ecrimisil bedeli olarak 2.000 TL"nin faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istediği 21.06.2017 havale tarihli ıslah dilekçesi ile de talebini bilirkişi raporu doğrultusunda 278,50 TL artırarak 2.278,50 TL’nin tahsilini talep ettiği anlaşılmaktadır. Davalılar vekili, 11/07/2017 havale tarihli ıslaha karşı beyan dilekçesi ile, davacının 2011 ve 2012 yılları arası ecrimisil taleplerinin ıslah tarihi itibari ile zamanaşımına uğramış olduğunu ileri sürmüş ise de; dava, 23.06.2016 tarihinde açılmış olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 107. vd. maddeleri hükmü gereğince belirsiz alacak davası olup, bu tür davalarda davacı ıslah yapmaya gerek olmaksızın sadece arttırdığı kısmın harcını yatırarak kısmi talebini tam talebe dönüştürebilir. Zamanaşımı ve faiz başlangıcı da dava tarihine göre hesaplanır. Bu nedenle mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda, dava konusu 112 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile 134 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 2011, 2012 ve 2015 yıllarına yönelik davalıların kullanımına ilişkin olarak ecrimisil bedeline hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, davacı vekili, dava dilekçesinde, 112/4, 134/2, 277, 223 ve 532 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin ecrimisil talebinde bulunmuş, 30/03/2017 havale tarihli dilekçesi ile de, 277, 223 ve 532 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davasından feragat etmiştir.
Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’ nin 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Mahkemece, az yukarıda bahsi geçen hükme aykırı olarak, davacının feragat ettiği üç taşınmaz hakkında olumlu olumsuz karar verilmemesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin 363. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneğinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 05/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.