Davacı, murisi N. K."ın 1995 yılındaki ürün bedelinden ilk Bağ-Kur prim kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden aybaşından ölüm tarihine kadar tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı murisi eşi N. K.ın 1995 yılındaki ürün bedelinden ilk Bağ-Kur prim kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden ay başından ölüm tarihi olan 13.3.2007 tarihine kadar 2926 sayılı Yasaya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitini istemiştir
Mahkemece davacının primlerinin tevkif yoluyla yatırıldığı 1995 yılından 13.03.2007 tarihine kadar tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Dosya içeriğinden davacının murisinin tütün ürün tesliminden bazı yıllar prim kesintilerinin yapıldığı ancak dosya içerisindeki belgelerden kesintinin yapıldığı tarihlerin net ve kesin olarak anlaşılamadığı mahkemece murisin Ziraat Odası ve Tarım Kredi Kooperatif kaydının, üzerine kayıtlı zirai arazisinin bulunup bulunmadığının, Ziraat Bankası’ndan kredi alıp almadığının araştırılmadığı, davacı murisinin tarımsal faaliyeti hakkında zabıta araştırması ile tanık ve köy muhtarı beyanının alınmadığı, davacının eşinin 13.3.2007 tarihinde öldüğü, görülmektedir.
Mahkemece davacının murisine ait prim kesintilerinin tarihleri ilgili kuruluşlardan araştırılmadan ve tarımsal faaliyet kanıtlanmadan istemin kabulüne karar verilmesi ayrıca kabule göre de, talep muris hakkında olduğu halde mahkemece davacı eş hakkında karar verilmiş olması hatalıdır.
Yapılacak iş; T. B. Y. T. İşletme Müdürlüğünden kesintinin yapıldığı tarihlerin açık ve net olarak bildirilmesi için müzekkere yazılarak kesinti tarihlerini belirlemek, Ziraat Odasına ve Tarım Kredi Kooperatifine kayıtlı olduğu tarihleri tespit etmek, başkaca zirai amaçlı kooperatiflerde kaydının bulunup bulunmadığının araştırılarak, bulunması halinde kayıt tarihlerini gösteren belgeleri getirtmek ve varsa zirai amaçlı banka kredisi kullanıp kullanmadığının da araştırılıp ve tüm deliller bir arada değerlendirilerek sonuca gitmektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.