23. Hukuk Dairesi 2018/1125 E. , 2020/3703 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili TEİAŞ’ın 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve bu kanuna istinaden yayınlanan mevzuat kapsamında davalı ile sistem kullanım anlaşması imzaladığını, davalının işletmede olan tesislerde ise kullanıcıya ait arızalı iletişim teçhizatının TEİAŞ"ın yazılı uyarısına rağmen onarılmaması/değiştirilmemesi ve bu durumu ile kullanılmaya devam edilmesi şeklinde tanımlanan ihlaller ile ilgili olarak Haziran 2013 - Mart 2014 dönemleri için düzenlenen 12 adet sistem kullanım ceza faturalarının belirtilen tarihlerde davalı şirkete gönderildiğini, Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin 25. maddesine göre ödeme bildirimi içeriğine yapılan itirazın ödemeyi durdurmayacağı hükmünü içerdiğini, ihtirazi kayıtlı ödemenin mümkün olduğunu, aksi durumda tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ödenmediğinde gecikme zammı uygulanacağı hükmünü içerdiğini ileri sürerek; fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydıyla davalı tarafından ödenmeyen 12 adet sistem kullanma ceza faturaları toplam tutarı 984.236,01 TL alacaklarının faturaların son ödeme tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek 6183 sayılı AATUHK.nun 51. maddesinde öngörülen gecikme zammı ve gecikme zammı KDV’si ile birlikte davalıdan yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 12 adet fatura karşılığı 984.236,01 TL tutarın 02.02.2015 tarihinde ödendiğini, eskiye dönük ceza faturasının tahakkuk ettirilmesinin yerinde bulunmadığını, davacının 233 sayılı KHK ile kurulan ve faaliyetlerini yürüten özel hukuk tüzel kişisi olduğunu, bu nedenle 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre faiz talep edilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, cezai şart mahiyetindeki faturaların mal ve hizmet içermediğinden bunlara KDV uygulanmasının gerekmediğini, KDV’ye ilişkin talebin yasaya aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu asıl alacak tutara olan 984.236,01 TL davalı tarafça 02/02/2015 tarihinde davadan önce ödenmiş olmakla davacı tarafın asıl alacak yönünden dava açmakta hukuki yararı olmadığından asıl alacak talebi yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, davacının 02/02/2015 ödeme tarihi itibariyle 104.906,79 TL gecikme zammı ve 18.883,21 TL KDV olmak üzere toplam 123.790,00 TL alacağının davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, davacı tarafın yasal faiz yönündeki talebinin gecikme zammı faiz niteliğinde olduğundan faize faiz işletilmesi sonucunu doğuracağın gerekçesiyle reddine karar verilmiş, kararın taraf vekillerince itirazı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 07/12/2017 tarihli 2017/1246 Esas 2017/1940 Karar sayılı ilamı ile dosya kapsamı ve delil durumuna göre ilk derece mahkemesi kararında esas ve usul yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından HMK"nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar vermiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve temyiz edenin sıfatına göre, davacı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davacı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 18.11.2020 tarihinde kesin olarak oy birliği ile karar verildi.