10. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/1438 Karar No: 2017/3046 Karar Tarihi: 06.04.2017
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/1438 Esas 2017/3046 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2017/1438 E. , 2017/3046 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuen tazminat, istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum ve davalı ... dışındaki diğer davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 12.01.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle açılan bu davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanunun 26. maddesidir. Mahkemece davayla ilgili kusur raporlarındaki çelişkiler giderilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Kusur raporlarının, 506 sayılı Yasa, 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, özellike kaza mahallinin yeterince aydınlatılıp aydınlatılmadığı ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır. Yukarıdaki maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve olayla ilgili hak sahibi tarafından açılan tazminat dosyasında, mevcut bilirkişi raporuna nazaran sigortalı için farklı kusur oranları belirlendiği anlaşılmakla, anılan dosyada hangi kusur raporunun esas alındığı ve ilgili dosyanın kesinleşip kesinleşmediği sorulmalı, kesinleşen ceza yargılamasına esas dava dosyasında asli kusurlu olarak sigortalının tespit edildiği göz önüne alındığında, kaza geçiren sigortalının kusur oranının hükme esas alınan bilirkişi raporuna nazaran daha fazla olması gerektiği görülmektedir. Bu sebeple olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden uygun bir kusur raporu alınmalı ve mevcut raporlar arasındaki çelişkiler giderilerek elde edilecek sonucu göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. O halde, davacı Kurum ve davalı ... dışındaki diğer davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hükmü temyiz etmeyen diğer davalı yönünden davacı Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak durumu da nazara alınarak karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ... Yapı Üretim A.Ş., ..., ... ve... İnş. San. ve Tic. A.Ş. " ye iadesine, 06.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.