Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/26051 Esas 2008/17075 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/26051
Karar No: 2008/17075
Karar Tarihi: 04.11.2008

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/26051 Esas 2008/17075 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/26051 E.  ,  2008/17075 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Gebze İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 03/05/2007
    NUMARASI : 2006/490-2007/232

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı (Alacaklı) vekili tarafından  duruşmalı olarak istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne  karar verilmiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Uyuşmazlık, İcra ve İflas Kanunu"nun 96. ve onu izleyen maddelerine dayalı üçüncü kişinin istihkak davasına ilişkindir.
    Davacı üçüncü kişi ile borçlu baba-oğul olup, davaya konu eşyalar, borçluya ödeme emri tebliğ edildiği adreste ve borçlu huzurunda haczedilmiş olduğundan, İcra ve İflas Kanunu"nun 97/a maddesi hükmünde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu, dolayısıyla davalı alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksi, davacı üçüncü kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığından haczedilen eşyalar borçlunun sayılır.
    Davacı üçüncü kişi, delil olarak vergi kaydı ibraz etmişse de, borç doğumundan sonraki tarihi taşıyan vergi levhası mücerret olarak işyerinin davacı üçüncü kişiye ait olduğunu göstermez. Ayrıca, dinlenen davacı tanıklarının anlatımları da yeterli ve hükme dayanak yapılacak nitelikte değildir.
    Bu durumda davanın reddi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu kabule karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    O halde davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya (Alacaklı) iadesine, 04.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.