21. Hukuk Dairesi Esas No: 2007/26047 Karar No: 2008/17070 Karar Tarihi: 4.11.2008
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/26047 Esas 2008/17070 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2007/26047 E. , 2008/17070 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep 3. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 18/09/2007 NUMARASI : 2006/319-2007/472
Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı(Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Uyuşmazlık, İcra ve İflas Kanunu"nun 99. maddesine dayalı olarak ve alacaklı tarafından üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi istemiyle açılan istihkak davasına ilişkindir. Davaya konu eşyalar, borç dayanağı belgede yazılı adreste haczedilmiştir. Ayrıca, İcra ve İflas Kanunu’nun 8. maddesi uyarınca aksi sabit oluncaya kadar geçerli bulunan haciz tutanağı içeriğine göre, haciz mahallinin giriş kapısı üzerinde borçlunun unvanının yazılı olduğu tabela görülmüştür. Bu durumda, İcra ve İflas Kanunu"nun 97/a maddesi hükmünde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu, dolayısıyla davacı alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksi, davalı üçüncü kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığından haczedilen eşyalar borçlunun sayılır. Davalı üçüncü kişi kanıt olarak faturalar ve vergi kaydı ibraz etmiştir. Kanıt olarak sunulan ve borç doğumundan sonraki tarihi taşıyan vergi levhası mücerret olarak işyerinin davalı üçüncü kişiye ait olduğunu göstermez. Ayrıca, dinlenen tanık beyanları da hükme esas alınacak nitelikte değildir. Öte yandan, haciz sırasında, davalı üçüncü kişi, haciz yapılan işyerini dosya borçlusu Ersin Kaynar’dan devraldığını beyan etmiştir. Davalı üçüncü kişi tarafından ibraz edilen 07.06.2006 tarihli (borç doğumundan sonraki tarihi taşıyan) faturanın da, toplam 28.320,00.-YTL bedelli makinelere ilişkin olduğu ve borçlu tarafından davalı üçüncü kişi adına düzenlenmiş olduğu görülmüştür. Hal böyle olunca, borçlu ile davalı üçüncü kişi arasındaki ilişki ticari işletme devri niteliğinde bulunduğundan, İcra ve İflas Kanunu"nun 44. ve Borçlar Kanunu’nun 179. maddelerinin uygulanması gerektiği de açıkça ortadadır. Anılan maddelerde öngörülen koşulların yerine getirildiği iddia ve ispat edilmemiştir. Gerçekten, borçlunun devri kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirerek ilan ettiği ve mal beyanı verdiğine ilişkin dosyada hiç bir kanıt yoktur. Bu durumda, devir alacaklının haklarını etkileyemeyeceği gibi, devralan davalı üçüncü kişi de, Borçlar Kanunu’nun 179. maddesi gereği işletmenin borçlarından sorumlu bulunduğundan, alacaklının açtığı davanın kabulü gerekirken, aksine düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. O halde davacı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı (Alacaklı) 4.11 .2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.