14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/12436 Karar No: 2020/223 Karar Tarihi: 08.01.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/12436 Esas 2020/223 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, hissedar oldukları taşınmazın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir. Davalı ise, taşınmazın bir kısmının kendisine ait olduğunu ve ev yapmak istediğini beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme davayı kabul etmiş, ancak davalı vekili temyiz etmiştir. Yargıtay, hükümde hata olduğunu belirtmiş, çünkü verilen kararda infazda tereddüt yarattığını ve bilirkişi raporuna ekli tevziat tablosu bulunmamasına rağmen atıfta bulunulmasının doğru olmadığını vurgulamıştır. Hüküm, bu nedenle bozulmuştur. Kanun maddeleri ise, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesi olarak belirtilmiştir.
14. Hukuk Dairesi 2016/12436 E. , 2020/223 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 21.09.2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacılar vekili, tarafların müştereken malik oldukları 549 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir. Davalı tarafından verilen cevap dilekçesinde, imar uygulaması sonucu davacılarla hissedar haline geldiğini, aynı adada 200 m2 büyüklükteki 7 parsel sayılı taşınmazın da maliki olduğunu, bu iki parseli birleştirip ev yapmak istediğini, belediyeye tevhit işlemi başlatmak için başvuracağını beyanla, davanın reddi talep edilmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Somut olaya gelince; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda davacı ... ve ...’a ait binaların bulunması sebebiyle taşınmaz arz değerinin tespiti ile birlikte yapı değerleri yönünden muhdesat oranı hesaplamasının yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece verilen kararın gerekçe kısmında “Muhdesat hususunun taraf ittifakları olmadığından arza tabi olduğu” belirtilmesine karşın, hükmün 1. fıkrasında ortaklığın “Bilirkişi raporuna ekli listedeki paylar oranında satış yoluyla” giderilmesine, 2. fıkrasında ise “Yapının mülkiyeti üzerinde anlaşma olmadığından yapının arz ile birlikte satılarak satış bedelinin tapudaki hisseleri oranında paydaşlara dağıtılmasına” karar verilerek iki fıkra arasında infazda tereddüt yaratıldığı, ayrıca bilirkişi raporuna ekli tevziat tablosu bulunmamasına rağmen atıfta bulunulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 08.01.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.