Davacı, ödenmeyen sağlık yardımı ile ilgili bedelin hakediş tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, 23.08.2003 tarihinde S.E. Kalp ve DAMAR Cerrahisi Merkezinde kalp damarlarından birine takılan “kroner stent” bedeli olan 5.528.628.000 TL’nin sadece 344.150.000TL”sının davalı Kurumca karşılandığını, sağlık sigortası ile ilgili primlerini tamamen ödediğini, ithal edilen stendin resmi bir hastane tarafından kullanıldığını, ölümcül olabilecek hayati tehlikeli bir hastalık olması nedeniyle Kurumun bu bedeli ödemesi gerektiği gerekçesi ile ödenmeyen bakiye stend bedelinin davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuca eksik inceleme ve araştırma ile varılmıştır.
Gerçekten, davacının kalp rahatsızlığı nedeniyle hastanece yapılan tedavisin de kroner stent kullanıldığı ve bu malzemenin ortez niteliğinde olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davacının bu tedavi giderini Kurumdan isteyip istemeyeceği noktasındadır.
1479 sayılı Yasa’ya 3235 sayılı Yasa ile eklenen hükümlerle sigortalılar ve yakınlarına sağlık yardımı yapılması kararlaştırılmıştır. Anılan Yasa’nın Ek. 13.maddesi ile, Sağlık Yardımlarının kapsamı, tedavi süresince gerekli ilaç ve iyileştirme giderlerinin sağlanması olarak belirtilmiştir. Yasa’nın Ek. II.maddesine, sağlık hizmetlerinin sağlık ve sosyal Yardım Bakanlığı, SSK Mahalli İdareler, Üniversiteler ve KİT’lere bağlı sağlık tesisleri ile diğer sağlık tesislerinden satın alınmak suretiyle yürütülmesi kabul edilmiştir. Yasa’nın Ek. 17.maddesinde ise, sağlık hizmetlerinin gerektirdiği giderleri Ek. II.madde de sayılan kuruluşların yataklı tedavi kurumlarında yapılan muayene tedavi, tahlil, müdahale, ameliyat tedavilerine ait fiyat tarifeleri esas alınarak Kurum tarafından ilgili kuruluşlara ödeneceği, ancak diğer sağlık kuruluşlarında yapılan tedavilerde, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nın resmi sağlık kuruluşları için tesbit ettiği ücret tarifelerinin esas alınacağı belirtilmiştir.
3235 sayılı Yasa’nın Ek. 18.maddesiyle sağlık sigortası yardımlarının şekil ve şartları, başvurma koşul ve esasları, tedavi süresince gerekli ilaç ve iyileştirme vasıtalarının sağlanması, ilaç bedeline katılma yapılamayacak hastalıklar, diş tedavisi, gözlük işitme cihazı, çeşitli ortez, protez ve benzeri yardımları ile bunların cins ve evsafının yönetmelikle düzenlenmesi gerektiği belirlenmiştir. Yapılan bu düzenlemeye göre çıkartılan yönetmeliğinin 21.maddesinde de sağlık yardımlarından yararlananların gözlük cam ve çerçevesi, işitme cihazı, ortez, protez bedelleriyle tedavileri süresince kullanılan iyileştirme vasıtalarının bedellerinin her yıl piyasa fiyatları ve diğer sosyal güvenlik kurumlarının uyguladığı fiyatlar dikkate alınarak Kurumca belirlenen esaslar dahilinde ödeneceği kabul edilmiştir.
1479 sayılı Yasa”nın ek 18 maddesi uyarınca Kurumun Yönetmelik ile dava konusu ortez bedellerini belirleyerek ödediği anlaşılmakta ise de Kurumun bu konuda yönetmelik ile ödeyeceği bedelleri tesbit yetkisi insan yaşamının kutsallığı nedeniyle sınırsız değildir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası”nın 56 maddesine göre “Devlet , herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak “ ile yükümlüdür.Bu nedenle, davalı Kurum davacının yaşamını sürdürebilmesi yönünde tıbbi gereklilik ve yaşamsal bir fark bulunması halinde kullanılan stend bedelini ödemekle sorumlu tutulmalıdır.
Mahkemenin, davacıya takılan stend ile kurumun bedelini ödemeyi kabul ettiği stend arasında davacının yaşamını sürdürebilmesi yönünde tıbbi gereklilik ve yaşamsal bir fark bulunup bulunmadığını araştırmadan hüküm kurduğu görülmektedir.
Yukarıda yazılı yasal düzenleme ve açıklamalar gereğince, Mahkemenin, Kurumun bedelini ödemeyi kabul ettiği stend ile davacıya kullanılan stend arasında davacının hastalığının tekrarlamasını önleyerek yaşamını sürdürebilmesi yönünde tıbbi gereklilik ve yaşamsal önemde bir fark bulunup bulunmadığını belirlemesi gerekir. Açıklanan nedenlerle, kardiyoloji konusunda uzman bilirkişilerden bu konuda yapılan ve uluslararası düzeyde kabul gören bilimsel nitelikteki yayınları, uygulamadaki sonuçları içeren araştırmaları da kapsayacak şekilde düzenlenmiş rapor alarak sonuca gidilmesi gerekir. Alınacak bilirkişi raporunda Kurumun ödemeyi kabul ettiği stend dışında bir stendin kullanılması gerektiğinin saptanması halinde de davacının hastalığının derecesine göre kullanılması gereken stendin özellikleri belirlenerek, davacı sağlığına en iyi şekilde katkıda bulunan ve aynı zamanda en uygun fiyatlı stendin bedeli üzerinden sonuca gitmek gerekir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yerinde olmayan gerekçe ve yetersiz bilirkişi görüşüne dayalı verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine 04.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.