23. Hukuk Dairesi 2018/364 E. , 2020/3700 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının, davacı kooperatifin eski üyesi olduğunu, istifadan önce ... ili ... ilçesi...Mah. 3039 ada, 1 parsel, 8 blok, 17 bağımsız bölüm no"lu taşınmazın ferdîleştirme suretiyle davalıya verildiğini, istifa eden üyenin aldığı daireyi geri vermesi gerektiğini, sözkonusu taşınmazın tapu kaydının iptalini ve tescilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının eksik harç yatırdığını, davalının tüm ödemeleri yaptığını, kooperatif ile de ibralaştığı, kooperatife bir borç kalmadığını, 19/01/2012 tarihli ibranamenin verildiğini, kooperatifin 01/07/2012 tarihli genel kurulunun 6. maddesinde kesin hesap komisyonunca belirlenen daire başına düşen bakiye bedeli ödeyen üyelerin dairesini alarak üyelikten çıkarabilmesine karar verildiğini, davalının da bu hüküm uyarınca hareket ettiğini, bu şekilde davranan bir çok kooperatif üyesi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; genel kurulda bu şekilde çıkma hakkı tanınmasının, eşitlik ilkesine aykırılık oluşturup butlan yaptırımına tâbî olacağı, ne var ki üyelik aidatlarını ve kesin maliyet bedelini ödemiş bir kooperatif üyesinden kendisine kur"a sonucu isabet eden ve üye adına ferdîleştirilen dairenin tapusunun iptalinin istenilmesinin hukuken mümkün olmadığı, kooperatifin dağılma sürecine girmiş bir kooperatif olmadığı, ancak üye ile kooperatifin birbirlerine karşı, ortaklık ilişkisinden doğan ana edimlerini yerine getirmiş durumda oldukları, üyenin kooperatife karşı genel giderlere katılma borcu dışında bir yükümlülüğünün kalmadığı, kaldı ki genel gider borcu için dahi kooperatif üyesinden kendisine kura sonucu isabet eden dairenin tapusunun iptalinin istenmesinin hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karara yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesince davacı kooperatifin, kendi genel kurul kararının batıl olduğunu ileri sürmesinin TMK"nin 2. maddesindeki iyiniyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hükmün gerekçesinin bir kısmında davalının kooperatiften istifa etmiş olduğu, davacı kooperatifin dağılma sürecine girmemiş olduğu kabul edilmesine rağmen, gerekçenin son bölümünde davalıdan tekrar "üye" olarak sözedilmesi ve sonuç olarak davacının davalı üyesinden tapu iptali ve tescil talebinde bulunmasının dayanaksız olduğunun kabulünün çelişkili olduğundan bahisle kabulüyle, HMK"nin 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca gerekçesi kısmen düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesine, diğer hususlara yönelik istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davacı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 18.11.2020 tarihinde kesin olarak oy birliği ile karar verildi.