20. Hukuk Dairesi 2015/2555 E. , 2016/4983 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Şirket vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı şirket vekili 15.03.2010 günlü dilekçesiyle, ..., ... ... mevkiinde bulunan 12.100,74 m² yüzölçümlü 827 ada 3 sayılı parselin tarla niteliğiyle ... ... adına tapuda kayıtlı iken, 13.06.2000 günü satın aldığı, satın aldığı tarihten sonra ... ... tarafından taşınmazın bir bölümün kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açıldığı ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen mahkeme kararıyla taşınmazın 4134,48 m² yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla tapuya tesciline karar verildiğini ve müvekkilinin uğradığı bu zarardan TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla 100.000,00.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili isteğiyle dava açmıştır.
Tazminat isteğine dayanak 827 ada 3 parsel sayılı taşınmaz tarla niteliğiyle ve 12.100,74 m² yüzölçümüyle davacı şirket adına tapuda kayıtlı iken, ... .. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/05/2008 gün ve 2006/317 – 2008/199 sayılı kararı ile 827 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 4.134,48 m² yüzölçümlü bölümünün kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı gerekçesiyle bu bölümün tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla ... adına tesciline karar verilmiş, bu karar Yargıtay denetiminden geçerek 20/03/2009 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ve 100.000,00.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... alınarak davacı şirkete verilmesine karar verilmiş, davalı ... vekilinin temyizi üzerine, hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin .../.../... tarih ve .../... - .../... sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Taşınmaz arsa niteliğinde kabul edilip, emlakçılardan alınan değerlere göre soyut olarak değerlendirme yapan bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulduğu, bu konuda herhangi bir inceleme yapılmadığı ve mücerret bilirkişilerin beyanına itibar edildiği belirtilerek, taşınmazın usûlüne uygun bir şekilde niteliği saptanıp, arazi niteliğinde ise, net gelir metoduna göre, arsa niteliğinde ise emsal karşılaştırması yapılarak değer belirlenmesi yapılması” gereğine değinilmiştir.
Bozma kararından sonra, davacı ... vekili tarafından 13/09/2013 tarihli dilekçe ile aynı taşınmaz için bilirkişi raporuyla belirlenen değerin bakiye kısmı için fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla 97.007,97-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili isteğiyle açtığı dava eldeki bu dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda, asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne ve asıl dava yönünden 100,000,00.-TL; birleşen dava yönünden 97.007,97.-TL tazminatın asıl ve birleşen dava tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ve katılma yoluyla davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacı şirkete yükletilmesine, ... harç alınmasına yer olmadığına 02/05/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.