Davacı, ilk kesinti tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine.
Davacı, davacıya ait 34.M.2879 plakalı minibüste 3,5 yıl ve 34.TBT.42 plakalı takside 2,5 yıl olmak üzere,15.06.2000-15.12.2005 tarihleri arasında kesintisiz hizmet akdi ile sigortalı olarak çalıştığının tesbitini istemiştir.
Mahkemece,istemin reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Gerçekten davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 2. maddesine göre,bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için bir veya birkaç işveren tarafından iş akdine göre çalıştırılması gerekir.İş akdinin unsurları ise Yargıtay’ın yerleşik uygulamasıyla kabul ettiği biçimde, “zaman” ve “bağımlılık”, unsurlarına göre hizmet veren veya hizmete hazır biçimde onun emrinde bulunan ve görülen iş karşılığı ücret alınması durumunda iş akdi koşullarının gerçekleştiği kabul edilir.(Y.HGK,24.06.1998 günlü,E:1998/21-529,K:1998/534)
Somut olayda; dava ,davacının 506 sayılı Yasa kapsamında çalışmalarının tesbiti istemine ilişkin olup,hizmet tesbiti davalarında çalışıldığı iddia edilen hizmetin İş Kanunu kapsamına girmemesi önemli değildir.Hal böyle olunca mahkemece davacı ile davalı arasında hizmet ilişkisi olup olmadığı araştırılmadan ,davacı delil ibraz etmemiş olsa bile ,hizmet tesbiti davalarında resen araştırma yapılarak sonuca gidilmesi gerektiğini gözardı ederek ve işçilik alacağı davalarının hizmet tesbiti davalarında kesin delil olmadığı düşünülmeden karar verilmesi doğru değildir.
Yapılacak iş; Davanın niteliği gözetilerek araştırma ve inceleme derinleştirilmeli; bu bağlamda öncelikle Kuruma verilmiş işveren bordroları varsa getirtilip dönemde davacıyla birlikte çalışan bordro tanıkları, bordro verilmemiş ise komşu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş çalışanlar, buda olmaz ise zabıta marifetiyle tespit edilecek işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde bildirge tarihinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının; çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak; davacının SSK dosyasını getirtmek, davacının çalıştığını iddia ettiği yukarıda plaka
numaraları belirtilen araçlara ait trafik tescil dosyaları ile bu araçlara uygulanan trafik ceza makbuzlarını getirtmek ,tarafların bildirdiği delilleri toplamak ve elde edilecek bilgilere göre gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.