MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ..., ... mahallesi 118 ada 11 (2038 m2) parsel, hali arazi niteliğiyle ...; 118 ada 12 (314 m2), 127 ada 1 (645 m2), 144 ada 12 (1045 m2) parsel sayılı taşınmazlar belgesizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği nedeniyle, tarla ve fındık bahçesi niteliğiyle davalılar adına tesbit edilmiştir.
Davacılar, taşınmazların kök muris ... ... kaldığı ve kendilerinin de miras payı olduğu iddiasıyla dava açmış, mahkemece, 127 ada 1 sayılı parsele ilişkin davanın kabulü ile davalı parsel tutanağının iptal edilerek 1/6 payının ..., 1/6 payının ... adına tesciline, kalan pay miktarının veraseten iştirak olarak tespit gibi tesciline,
118 ada 12 sayılı parsele ilişkin davanın kabulü ile davalı parsel tutanağının iptal edilerek 1/6 payının ..., 1/6 payının ... adına tesciline, kalan pay miktarının 2/6 pay oranında ... kızı ... ... ile 2/6 pay oranında ... kızı ... .... adlarına tespit gibi tescillerine,
144 ada 12 ve 118 ada 11 nolu parsele ilişkin davanın reddine, davalı parsellerin tespit gibi tescillerine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde kesinleşen orman kadastrosu bulunmamaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi kurulu raporlarına göre, temyize konu çekişmeli taşınmazlardan hali arazi niteliğiyle ... adına tespit gören 118 ada 11 sayılı parselin % 30-40 eğimli, 20-30 yaşlarında meşe ağaçları ile kaplı ve zilyedlikle kazanılacak yerlerden olmadığı, 144 ada 12 sayılı parselin ise kök muris ... ... (...) kaldığı, taksim sonucu oğlu ... düştüğü ve halen onun mirasçıları tarafından kullanıldığı, davacıların taşınmazda bir haklarının bulunmadığı saptanarak, her iki parsel yönünden davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır, ancak; kadastro hakimi infazda tereddüt yaratmayacak şekilde, doğru sicil oluşturmakla görevli olduğu halde, hüküm yerinde çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali yerine "kadastro tutanaklarının iptaline" karar verilmiş olması doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hüküm fıkrasında yer alan "...kadastro tutanağının iptali..." ibaresi hükümden çıkarılarak, yerine "...kadastro tespitlerinin iptali..." ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 02/05/2016 günü oy birliğiyle karar verildi.