11. Hukuk Dairesi 2016/11267 E. , 2016/8356 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/12/2015 tarih ve 2015/330-2015/636 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı aleyhine ... İcra Müdürlüğünün 2015/1409 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının itirazda bulunarak takibi durdurduğunu, borçlunun itirazının hukuki mesnetten yoksun olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını, davacı müvekkili şirket ile davalı arasında 2010-2014 yılları arasında sigorta poliçeleri tanzim edildiğini, bu poliçelerin farklı tarihlerde farklı korumalar kapsadığını, davacı müvekkili şirketin yaptığı korumalar karşılığında davalı tarafın borcunu ödemediğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla itirazın iptaline ve duran icra takibinin devamına, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, görev itirazında bulunmuş, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, itirazın iptali davasının davacı ve davalı arasında imzalanan sigorta poliçesinden yani sigorta prim borcundan kaynaklandığı, davacı şirketin aracı sigorta şirketi, davalının sigortalı olduğu, davanın 6502 sayılı yasanın yürürlüğe giriş tarihi olan 28/05/2014 tarihinden sonra 10/04/2015 tarihinde açıldığı, 6502 sayılı yasaya göre sigorta şirketi ile kendi sigortalısı arasında meydana gelen uyuşmazlıklara bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın ... Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan sigorta poliçesinden kaynaklı sigorta prim alacağına yönelik yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde "Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi" tüketici, 3/ı bendinde ise " Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan... sigorta... ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem" tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa"nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli
olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa"nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK"nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davanın açıldığı 10.04.2015 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa"nın yürürlükte olduğu, ancak davalının nakliyecilik işi yaptığı, ticari veya mesleki amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici olmadığı, bu nedenle dava konusu sigortacılık işleminin de tüketici işlemi sayılmayacağı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olmadığı, 6102 sayılı TTK’nın 4 ve 5. maddeleri gereği davanın ticari nitelikte olduğu, davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu hususu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün 2. numaralı bendinde yer alan “... Nöbetçi Tüketici Mahkemesi” ibaresinin çıkarılarak yerine “ ... Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi ” yazılmasına ve hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.