20. Hukuk Dairesi 2015/16115 E. , 2016/4970 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 20/05/2011 tarihli dava dilekçesinde, tapuda davacıların murisi adına kayıtlı bulunan ve davalı ... Başkanlığından tahsis yoluyla devralınan Kütükçü mahallesi 9220 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının, ...nin açtığı dava sonucu, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/96 - 179 sayılı kararıyla, öncesinin orman olduğu ve ... lehine orman sınırları dışına çıkarıldığı gerekçesiyle iptal edilerek ... adına tapuya tescil edildiğini; kararın 20. Hukuk Dairesince onandığını ve karar düzeltme taleplerinin de 24.05.2010 tarihinde reddedildiğini; bu şekilde mülkiyet haklarının ellerinden alınarak zarara uğratıldığını, bu zarardan ...nin Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince, davalı ... Başkanlığının ise sebepsiz zenginleşme nedeniyme zorumlu oluduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000.-TL tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı tarafın 6292 sayılı Kanun kapsamında idareye süresi içinde iade başvurusunda bulunduğu, Kanunun emredici hükmü nedeniyle iadenin zorunlu bulunduğu, bu durumda davacının davasının görülmesinde hukukî yarar kalmadığı gerekçesiyle “dosyada karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiş; 6292 sayılı Kanunun 5. maddesi gerekçe gösterilerek yargılama giderleri taraflar üzerinde bırakılmış; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Dosya içindeki bilgi ve belgeler ile tapu iptali ve tescil davası dosyanının incelenmesinden, imar uygulaması sonucu 13.10.1993 tarihinde Antalya Belediyesi adına tapuya tescil edilen dava konusu taşınmazın, Belediye encümen kararı ve büyükşehir belediyesinin yazılarına istinaden senet sahibine tahsis edilmesi üzerine, 23.12.1993 tarihinde davacıların murisi ..."ye devredildiği; 05.10.2004 tarihinde tapu kaydına “taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden” olduğuna dair şerh verildiği anlaşılmaktadır. ...nin açtığı dava sonucu, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/96 - 179 sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmazın öncesinin orman olduğu ve ... lehine orman sınırları dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptaline ve ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; karar, temyiz incelemesinden geçerek 24.05.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Karar infaz edilerek 13.05.2013 tarihinde ... adına tapu kaydı oluşturulmuştur.
Dava tarihinden sonra ve yargılamanın devamı sırasında, 19/04/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanunun 7/1-a maddesi, "Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan ... adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle ... açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle ... adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve ... bu kararlardan infaz edilerek tapuda ... adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir." hükmünü içermektedir. Aynı maddenin son fıkrası ise, “Bu maddeye göre ilgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla ... Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle ... adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan veya bu nedenle dava açılması gereken, ağaçlandırılmak üzere ... Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya ... Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmez. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilen rayiç bedelleri ödenebilir veya rayiç bedellerine uygun taşınmazlar verilebilir.” hükmüne havidir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, somut olayda olduğu gibi tapu kaydı mahkeme kararıyla iptal edilenler veya yasal mirasçılarına, eski tapularına istinaden bu taşınmazların iade yolu açılmış bulunmaktadır. Taşınmazın aynen iadesinin mümkün bulunması halinde ortada bir zararın varlığından sözedilemeyeceği açık ise de, zarar doğmadığının kabul edilebilmesi için iade keyfiyetinin gerçekleşmiş bulunması zorunludur. Elbette, taşınmazın iadesinin gerçekleşmesi halinde, aynı taşınmaz hakkında açılan eldeki dava konusuz kalacağından reddedilecektir.
Ne var ki; mahkemenin kabulünün aksine, iade keyfiyeti mutlak olmayıp, 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin son fıkrasında bazı taşınmazların iade kapsamı dışında tutulduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, idarenin cevabî yazılarında “taşınmazın iade kapsamında değerlendirildiği” bilgisi mevcut ise de bu bilgi, idareyi bağlayan bir karar mahiyetinde olmadığından, iadenin muhakkak gerçekleştirileceği şeklinde yorumlanamaz.
Bu nedenlerle, idarenin iade prosedürünü olumlu ya da olumsuz tamamlaması beklenmeden, iade edeceği varsayılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
O halde mahkemece, idareye yazı yazılarak, iade prosedürünün tamamlanması istenmeli; idarece taşınmazın aynen iadesine karar verilerek iade işleminin tamamlanması halinde, konusuz kalan eldeki davanın reddine karar verilmeli; aksi takdirde davaya devam olunarak taraflarca ileri sürülecek deliller toplanmalı ve sonucuna göre işin esası hakkında bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/05/2016 günü oy birliğiyle karar verildi.