8. Ceza Dairesi Esas No: 2017/12698 Karar No: 2017/13850 Karar Tarihi: 06.12.2017
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/12698 Esas 2017/13850 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, yalan tanıklık suçundan hüküm giymiş ancak hükmün açıklanması geri bırakılmıştı. Fakat sanık, hakkında verilen kararın açıklanmasını talep ettiği için dava evrakı Yargıtay'a gönderildi. Yargıtay ise hükümdeki bazı yanlışlıklar nedeniyle kararı bozdu. Hüküm açıklanmadan önce yapılan soruşturma aşamasında diğer tanıklardan alınan beyanlar ve deliller de değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yapılmalıdır. Ayrıca hapis cezasının para cezasına çevrilmesi hükümsüzdür ve adli para cezalarının yerine getirilmemesi halinde infaz aşamasında resen uygulama yapılabileceği unutulmamalıdır. İftira suçunda yalan tanıklık yapan sanıkların cezalandırılması gerekmekte olup, kanun maddeleri 5237 sayılı TCK'nun 272/2. ve 272/3. maddeleridir.
8. Ceza Dairesi 2017/12698 E. , 2017/13850 K.
"İçtihat Metni"
Yalan tanıklık suçundan sanık ... hakkında 27.05.2010 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar kaldırılarak hükmün açıklanmasına ve 5237 sayılı TCK.nun 272/2. madde ve fıkrası uyarınca hükümlülüğüne dair; KARAMAN 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.04.2014 gün ve 2013/514 esas, 2014/314 karar sayılı hükmünün süresi içinde Yargıtay"ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelendi:
Gereği görüşülüp düşünüldü: 1-) İddianameye konu edilen ve sanığın tanık olarak beyanlarının bulunduğu Karaman 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 2009/312 esas sayılı dava dosyasının soruşturma aşaması ile birlikte aslı ya da onaylı bir örneği getirtilip incelenerek ve anılan dosya kapsamında dinlenen diğer tanıkların beyanları ile yazılı deliller de değerlendirilerek ulaşılacak maddi gerçeğe göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen ilk hükümde, 5237 sayılı TCK.nun 272/2. maddesi uyarınca "10 ay hapis cezası" tayinine karar verildiği ve hükmün aynen açıklanması gerektiği gözetilmeden açıklanan hükümde, hapis cezasının paraya çevrilmesi suretiyle sonuç cezanın, hapisten çevrili 6000 TL adli para cezası olarak tayin edilmesi suretiyle CMK.nun 231/11. madde ve fıkrasına aykırılık yapılması, 3-) Adli para cezalarının yerine getirilmemesi halinde 6545 sayılı Kanunla değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca infaz aşamasında resen uygulama yapılabileceği nazara alınmadan hüküm fıkrasında TCK.nun 52/4. maddesi gereğince ihtarat yapılması, 4-)İftira suçuna ilişkin görülen davada yalan tanıklık yapan sanık hakkında şartları oluştuğu halde, TCK.nun 272/3. maddesi uyarınca ceza verilmesi gerektiği gözetilmeden TCK.nun 272/2. maddesi ile ceza tayini,Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. ve 326/son maddeleri gereğince ceza miktarı bakımından kazanılmış hakları saklı kalmak üzere BOZULMASINA, 06.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.