21. Hukuk Dairesi Esas No: 2007/23055 Karar No: 2008/16831 Karar Tarihi: 30.10.2008
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/23055 Esas 2008/16831 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2007/23055 E. , 2008/16831 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya 1. İş Mahkemesi TARİHİ : 07/08/2007 NUMARASI : 2006/393-2007/745
Davacı, 20.4.1982-27.12.1984 tarihleri arası kurum sigortalısı olduğunun ve emekliliğe hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının 20.04.1982-27.12.1984 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti ile Mart 2006 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davacının 01.01.1983-27.12.1984 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesi doğrudur. Ancak ihtilaflı dönemde zorunlu Bağ-kur sigortalısı sayılması gerektiği halde bu dönemde isteğe bağlı Bağ-kur sigortalısı olduğunun ve davacının prim borcu bulunmaması halinde tahsis talebinde bulunacağı tarihi takip eden ay başından itibaren emekli olabileceğinin tespitine” şeklinde şarta bağlı hüküm kurulması hatalı olmuştur. Kurum ile davacı arasındaki sosyal güvenlik hakkına ilişkin bu dava kamu düzeni ile ilgili olduğundan, mevcut uyuşmazlığın sosyal güvenlikle ilgili mevzuat doğrultusunda sonuca bağlanması ve böylece ileride aynı konuda çıkabilecek bir çekişmenin önüne geçilmesi gerektiği hukuki gerçeği karşısında; davacının Kurumdan tahsis talebi olmasa dahi dava tarihi esas alınarak yaşlılık aylığı talebi konusunda da yasal koşulların oluşup oluşmadığı yöntemince araştırılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekir. Ancak HUMK"nun 389. maddesinde, Mahkeme kararında, davanın açıldığı tarihteki duruma göre asıl talep ile yardımcı talepler hakkında taraflara yükletilen görev ve verilen hakların şüphe ve tereddüdü gerektirmeyecek biçimde yazılması gerektiği öngörülmüştür. Hüküm fıkrası, kararın esası olup, açık ve infazı mümkün olmalıdır. Hüküm, davanın açıldığı tarihteki maddi ve hukuki duruma göre verileceğinden, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na göre, ileriye dönük, terditli olarak ve şarta bağlı biçimde karar tesis edilmesi mümkün değildir. Yapılacak iş; davacının dava tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin yasal koşulların somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğini tüm unsurlarıyla birlikte ve özellikle ihtilaflı dönemde de zorunlu Bağ-kur sigortalısı olduğu kabul edildiğinde prim borcunun bulunup bulunmadığını araştırıp, prim borcu yoksa ve diğer koşulları da taşıyor ise, dava tarihini takip eden ay başı itibariyle,prim borcu var ise, gerekirse prim borçlarını ödemesi için davacıya önel vererek, ödemesi halinde ödeme tarihini takip eden ay başı itibariyle yaşlılık aylığı bağlanmasına, ödememesi durumunda ise tahsis konusundaki talebinin reddine karar verilmesinden ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde şarta bağlı hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.