10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/18895 Karar No: 2017/2944 Karar Tarihi: 06.04.2017
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/18895 Esas 2017/2944 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/18895 E. , 2017/2944 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 10.10.1990 olarak tespiti istemine ilişkindir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 6100 Sayılı HMK’nın 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükümleri öngörülmüş olup, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması, zorunludur. Mahkemece, gerekçeli kararda sigorta başlangıç tarihinin 10.10.1990 olarak kabul edildiği belirtilmesine karşın, hüküm fıkrasında sigorta başlangıç tarihi 01.10.1990 olarak kabul edilerek hüküm fıkrası ile gerekçe arasında çelişki oluşturulmuştur. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan hüküm fıkrası ile gerekçe arasında çelişki oluşturulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hükmün sair yönleri incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.