11. Ceza Dairesi 2019/4226 E. , 2020/2160 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte belge (fatura ve müstahsil makbuzu) düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık ...’nin duruşmalı inceleme isteminin, hükmolunan cezanın türü ve süresine göre koşulları bulunmadığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK‘nin 318. maddesi uyarınca reddine oy birliğiyle karar verildikten sonra gereği görüşüldü:
A) Sanık ... hakkında “2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte belge düzenleme” suçlarından kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz nedenlerinin incelenmesi:
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.11.2018 tarihli, 2018/427 esas ve 2018/517 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarında suça konu faturaların, 213 sayılı VUK‘nin 230. maddesine göre yalnızca unsurlarının tespiti amacıyla incelenmesinde zorunluluk bulunmadığı anlaşıldığından ve 5271 sayılı CMK’nin 217. maddesi uyarınca duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendiren Mahkemenin yüklenen suçun sübutuna ilişkin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Her bir takvim yılında işlenen sahte belge düzenleme suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturması nedeniyle her takvim yılı için ayrı hüküm kurulması, aynı takvim yılına ait birden fazla belge düzenlenmesi hâlinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz nedenlerinin reddiyle hükmün ONANMASINA,
B) Sanık ... hakkında “2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte belge düzenleme” suçlarından kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz nedenlerinin incelenmesi:
Yüklenen suçlara ilişkin sanık hakkında verilmiş bir mütalaa bulunmadığı dikkate alınarak; 213 sayılı VUK’nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceğinin Vergi Dairesi Başkanlığından sorulması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, yargılamaya devamla mahkûmiyet hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
C) Sanık ... hakkında “2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte belge düzenleme” suçlarından kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz nedenlerinin incelenmesi:
Dairemizin 02.04.2019 tarih ve 2016/11271-2019/3384 sayılı tevdii kararı sonrası beyanına başvurulan sanık ...’ın, hükmü temyiz eden avukat ile aralarında vekalet ilişkisi bulunduğunu belirtip buna ilişkin Hilvan Noterliğinin 21.05.2019 tarih ve 1661 yevmiye numaralı vekaletnamesini ibraz etmesi karşısında, tebliğnamedeki red isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
1- Sanığın sahte belge düzenlemediğini, şirketin faaliyeti ile ilgisinin bulunmadığını savunması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; suça konu belgelerin (fatura ve müstahsil makbuzu) bulunması muhtemel yerlerden araştırılıp getirtilerek, belgelerdeki imza ve yazıların sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması; belgeleri kullanan şirket yetkilileri veya kişilerden, kanaat oluşturacak sayıda kişinin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak, tanık sıfatıyla dinlenmeleri; kendilerinden, sözü edilen belgeleri hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve belgelerin alınması/verilmesi konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması,
2- Kabule göre;
a) Her bir takvim yılında işlenen sahte belge düzenleme suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturması nedeniyle her takvim yılı için ayrı hüküm kurulması, aynı takvim yılına ait birden fazla belge düzenlenmesi hâlinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, yasaya aykırı,
b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 05.03.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.