Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3974
Karar No: 2016/4950
Karar Tarihi: 21.04.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/3974 Esas 2016/4950 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/3974 E.  ,  2016/4950 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... Yönetimi,... ilçesi, ... köyü, ... mevkiinde 106 ada 29, 3, 4, 6, 7, 8, 9, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 21, 22, 24, 25, 26 ve 27 nolu parsellerin bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosu sırasında, belirtilen parsellerin kısmen veya tamamen orman sınırı içinde kalması gerekirken, orman sınırı dışında bırakıldığını belirterek orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle kadastro müdürlüğüne husumet yönelterek dava açmıştır.
    Kadastro müdürlüğünün 21.12.2005 gün ve 1936 sayılı yazı cevabında, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi uyarınca ... Köyünde orman kadastro çalışmalarının yapılarak kısmî ilân edildiği, kadastro çalışmalarının halen devam ettiği, sınırlandırma işlemleri bitirilmediğinden, tutanakların gönderilmediğinin bildirilmesi üzerine, mahkemece kadastro mahkemesinde davanın görülebilmesi için kadastro davalarının tesbit malikine husumet yöneltilmek suretiyle açılması gerektiği, çekişmeli taşınmazlar hakkında dava koşulu gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetiminin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27/11/2006 tarih ve 2006/16171 E. - 2006/16396 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece; dava, arazi kadastrosuna itiraz olarak nitelendirilerek çekişmeli yer hakkında tesbit tutanağı düzenlenmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmişse de, bilindiği gibi halen yürürlükte olan yasalarımıza göre orman kadastrosu 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine göre yapıldığı gibi 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre de yapılmaktadır.
    Yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4/3. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosunda 6831 ve 3402 sayılı Kanun hükümleri iç içe ve birlikte uygulandığından, orman sınırları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kanunun 26/4. maddesi gereğince henüz olumlu tesbit tutanağı ve haritası düzenlenmemiş olmakla birlikte orman olmadığı konusunda "olumsuz tutanak ve harita düzenlendiği" kabul edilip, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin görevi (yetkisi) başlayacağı, Çevre ve Orman Bakanlığının (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ya da Orman Genel Müdürlüğünün otuz günlük kısmî ilân süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceği, açılacak bu davada yapılan kadastro işlemin özelliği ve açılacak davanın niteliği nedeniyle bu davada husumet Hazine veya taşınmazların içinde bulunduğu köy tüzelkişiliği ya da davaya konu taşınmazlara veya taşınmazlara zilyet olanlara yöneltilebileceği, kendilerine husumet yöneltilerek dava açılan özel ya da tüzel kişilerin gerçek hak sahibi olmadığı gerekçesiyle dava husumet yönünden ret edilmeyip, kadastro mahkemesinin, dava dilekçesinde nitelikleri bildirilen taşınmazların tesbit
    tutanağının, malik henesinin açık bırakılmak suretiyle düzenlenip, kanun ve yönetmelik hükümlerine göre mahkemeye göndermesini kadastro müdürlüğünden istemesi gerektiği, tesbit tutanağı düzenlenmeden keşif yapılması halinde, keşif sırasında belirlenecek hak sahiplerinin davaya katılması, bu arada tesbit tutanağının gönderilmesi halinde dava dosyası ile birleştirip 3402 sayılı Kanunun 27, 28 ve 29. maddeleri gereğince yargılamaya devamla, tesbit tutanağında yazılı hak sahiplerini de davaya katıp, husumet yaygınlaştırılarak taraf oluşturulduktan sonra 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece re"sen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazların gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekir.
    Bu ilkeler gözönünde bulundurularak davanın esasının incelenmesi gerekirken henüz tesbit tutanağı düzenlenmediği, bu nedenle dava koşulu bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır." denilmiştir.
    Mahkemece; bozma kararına uyulduktan sonra, 16.03.2012 tarihli celsede iş bu davaya konu 106 ada 11 sayılı parselle ilgili yargılama tefrik edilip yukarıdaki esasa kaydı yapılarak; davanın reddine, davaya konu... ilçesi, ... köyü "..." Mevkiinde bulunan 1.512,18 m2 yüzölçümündeki 106 ada 11 no"lu parselin 1/2 hissesinin ...mirasçıları adına toplam 144000 pay kabul edilerek miras payları oranında, mirasçılar adlarına kadastro tutanağında tesbitine ve tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereğince yapılan ve dava tarihi itibariyle kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunmaktadır.
    Taraf teşkili davanın görülebilme koşullarından olup, mahkemece, re"sen (kendiliğinden) yapılması gereken işlemlerdendir. Mahkemece, davanın eksik taraf teşkiliyle sonuçlandırılması usûl ve kanuna aykırıdır.
    Yargılama sırasında, 22.07.2013 tarihinde vefat ettiği anlaşılan dahili davalı ... ve 28.12.2013 tarihinde vefat ettiği anlaşılan dahili davalı Melek Tabak"ın mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması, savunma ve delillerinin tespiti ile tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hüküm kurulması gerekmektedir. Ayrıca, Orman Yönetiminin, 30 günlük kısmî ilân süresi içerisinde orman kadastrosuna itiraz davası açması nedeniyle, dava konusu taşınmaz hakkında, malik hanesi boş bırakılmak suretiyle tespit tutanağı düzenlendiğine göre, husumetin Hazine ile birlikte köy tüzel kişiliği ve tespit tutanaklarında isimleri geçen ya da keşif sırasında belirlenecek olan hak sahibi gerçek ve tüzel kişilere yöneltilmesi gerekir. O halde, Hazineye duruşma günü tebliğ edilerek husumet yaygınlaştırılıp davada taraf teşkili tamamlandıktan ve 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece re"sen lüzum görülen diğer deliller de toplandıktan sonra dava konusu taşınmazların, gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmelidir.
    Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ..."ın dava konusu taşınmazın yaklaşık 25 yıldır; tutanak bilirkişisi ....ın dava konusu taşınmazın yaklaşık 20 yıldır ekilmediğine ilişkin beyanları ve ziraat bilirkişisi ...."nun, taşınmazın daha önce tarım arazisi olarak kullanılmasının mümkün olmadığı yönündeki tespitleri karşısında, taşınmazın kullanılmadığı sürenin iradi terk olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği mahkemece irdelenmeli, taşınmazda yeniden yapılacak keşifte, taşınmazın ne kadar zamandır boş vaziyette olup kullanılmadığı, yerel bilirkişi ve tutanak bilirkişiden sorulmak suretiyle tespit edilmeli, taşınmazın öncesinde ne şekilde tasarruf edildiği ayrıntılı biçimde açıklattırılmalı, taşınmazın eylemli orman olup olmadığı belirlenmeli, taşınmazda zilyetlik koşulları oluşmuş ve iradi terk söz konusu değil ise tarafların delilleri doğrultusunda oluşacak sonuca göre bir karar verilmeli, şayet zilyetlik koşulları oluşmamış ve iradi terk durumu söz konusu ise ve yine taşınmaz eylemli orman ise taşınmazın Hazine adına tescili gerekeceği düşünülmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 21/04/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi