Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/23309 Esas 2008/16728 Karar Sayılı İlamı

Davacılar, davalılardan işverene ait işyerinde 1.3.2001-16.4.2004 tarihleri arasında sigortalı olarak çalıştıklarının tesbitine    karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davalıcılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi
 Dava, davacıların davalı işverene ait işyerinde 1.3.2001-16.4.2004 tarihleri arasında  çalıştıklarının  ve eksik bildirilen sürelerin tespiti istemine ilişkindir.             
Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir.
Birden fazla davacının aynı dava dilekçesi bir işveren hakkında dava açabilmeleri için davacılar arasında zorunlu veya ihtiyari (isteğe bağlı) dava arkadaşlığının bulunması gerekir.
Zorunlu dava arkadaşlığı maddi hukukun (M.K., B.K.,T.T.K) bir hakkın birden fazla kişi tarafından dava edilmesini veya birden fazla kişiye karşı dava açılmasını öngördüğü durumdur. Somut olayda maddi yönden zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı gibi şekli yönden dava arkadaşlığı da söz konusu değildir.
Bundan başka, zorunlu dava arkadaşlığı dışında kalan ihtiyari (isteğe bağlı) dava arkadaşlığının mümkün olduğu haller H.U.M.K."nun 43. maddesinde a) Dava konusu hak veya borcun ortak olması (B.K. Md.148. müteselsil  alacaklılar) b) Ortak bir işlem (örneğin sözleşme) ile birden çok kişi yararına borç yüklenilmiş olması c) Davanın aynı nedenden doğması (örneğin B.K.50 birden fazla kişinin haksız  fiil  sorumluluğu)  olarak  sayılmıştır.  Somut  olayda  davacılar  arasında anılan maddede öngörülen nitelikte ihtiyari (isteğe bağlı) dava arkadaşlığı da bulunmamaktadır.
Mahkemece davacılar arasında zorunlu veya ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığından H.U.M.K."nun 46. maddesi uyarınca davaların ayrılmasına karar  verilmesi gerekirken işin esasına girilecek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yerolmadığına, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 28.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.