Davacı, 20.04.1982 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine 5458 sayılı yasadan yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, 20.04.1982 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olduğunun ve prim ödemelerinin değerlendirilerek hesaplanacak prim borcunu 5458 sayılı Yasadan yararlanmak suretiyle ödeyebileceğinin tespiti ile ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
Mahkemece davalı Kurumca 20.4.1982 tarihi itibariyle yapılan tescil işleminin geçerli olduğunun ve davacının 20.6.1982-31.12.1982 ve 8.10.1984-4.10.2000 tarihleri arasında kesintisiz Bağ-kur sigortalısı olduğunun tespitine, 4.10.2000 tarihinden sonraki dönem için sigortalılık talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine ve 5458 sayılı Yasadan yararlandırılması gerektiğinin tespitine aksi yöndeki davalı Kurum işleminin iptaline karar verilmiş ise de; varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının mahkemeye delil olarak ibraz ettiği fotokopilerden davalı Kurumun B/2394 – 0962 – 16.02.1983 tarihli yazı ile davacıya“ 20.04.1982 tarihinden beri serbest meslek kazancı dolayısıyla Gelir Vergisi mükellefi olduğu, vergi mükellefiyetinin başlangıç tarihi itibariyle tescilini yaptırması gerektiği aksi takdirde Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulacağı,” D/2852-4897 – 6.7.1983 tarihli yazı ile de “20.4.1982 tarihi itibariyle kayıt ve tescilinin yapıldığı, 31.7.1983 tarihi itibariyle birikmiş 27.000 TL borcunu ödemesi gerektiği”nin bildirildiği davacının bu dönemde prim ödemesi bulunmadığı, davacının 20.08.2003 tarihli işe giriş bildirgesi ile 04.10.2000 tarihinden itibaren vergi kaydına istinaden 1479 sayılı Yasa’ya tabi Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescilinin yapıldığı, 20.6.1982-31.12.1982, 2.9.1985 ve devamı şeklinde vergi kaydının, 20.12.1984 tarihinden itibaren Oda kaydının, 8.10.1984 tarihinden itibaren Esnaf Sicil kaydının bulunduğu, 13.12.2003 tarihinden 12.07.2006 tarihine kadar prim ödediği ve 13.03.2007 tarihi itibariyle 1.439,51 YTL. borcunun bulunduğu, Kurumca, mahkemenin verdiği ihtiyati tedbir kararına göre sigortalılık başlangıç tarihinin 20.4.1982 olarak geçici tescil edildiği prim boçlarını 5458 sayılı Yasa"ya göre ödediği ancak davalı Kurumca 4.10.2000 tarihinden önce tescil edilmeyenlerin sigortalılıklarının 4.10.2000 tarihinde başlayacağı, davacının Bağ-kur sigorta sicil numarasıyla başka bir tescilin bulunmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
24.7.2003 tarihli 4956 sayılı Yasa’nın 47. maddesi ile 1479 sayılı Yasa’ya eklenen Geçici 18. maddede bu kanuna göre sigortalılık nitelikleri taşıdıkları halde 4.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların hak ve mükellefiyetlerinin 4.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı ancak bu kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olan sigortalıların sigortalılıklarının bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20.4.1982-4.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olan hesaplanacak prim borçlarının tamamını tebliğden itibaren bir yıl içinde ödemede bulundukları takdirde bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği bildirilmiştir.
Somut olayda davalı Kurumca davacının 20.4.1982 tarihi itibariyle sigortalı olarak kayıt ve tescili yapılmış ise davacının sigorta başlangıç tarihinin 20.4.1982 olduğunun ayrıca vergi ile oda kaydının bulunduğu 20.06.1982 – 31.12.1982, 22.3.1985 -4.10.2000 tarihleri arasında sigortalı olduğunun kabulü gerekir. Ne var ki; Mahkemece davalı kurumca davacıya yazıldığı iddia olunan yazıların sıhhati araştırılarak gerçekten davacının 20.4.1982 tarihi itibariyle sigortalı olarak kayıt ve tescil edilip edilmediği hiçbir tartışmaya yol açmayacak şekilde belirlenmediği gibi davacının vergi kaydının bulunmaması sebebiyle sigortalılık şartlarını taşımadığı 8.10.1984-22.3.1985 tarihleri arasındaki dönemde de sigortalı olarak kabul edilmiş olması isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; davacının fotokopilerini ibraz ettiği belgeleri SGK Mersin İl Müdürlüğüne gönderilerek bu belgelerin varlığını ve sıhhatini araştırmak, o dönemde Müdür yardımcısı ve Şube Şefi olarak görev yapan kişilerin kimlikleri tespit edilerek, imza örneklerini davalı Kurumdan getirterek belgedeki imzalar ile karşılaştırmak, 835920466 sigorta sicil numarasının hangi yılın sicil servisinden olduğunu, bu bağ numarasında kimin kayıtlı olduğunu araştırıp davacının 20.4.1982 tarihinde gerçekten kayıt ve tescil edildiği sonucuna varılır ise sigorta başlangıç tarihinin 20.4.1982 olduğunun davacının vergi ve oda kaydının bulunduğu 20.6.1982 -31.12.1982, 22.3.1985 – 4.10.2000 tarihleri arasında sigortalı olduğunun tespitine karar vermektir.
Davacının 20.4.1982 tarihinde tescil edilmediğinin anlaşılması halinde ise; davacının 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı yasa ile değişik 1479 sayılı Yasa’nın geçici 18. maddesi gereğince yasada belirtilen 6 aylık süre içinde davalı Kuruma yazılı başvuruda bulunarak 20.6.1982-31.12.1982 ve 2.9.1985 – 20.4.2000 tarihleri arasındaki vergi kaydını belgeleyip hesaplanacak prim borcunu tebliğden itibaren bir yıl içinde ödemesi gerekmektedir.
Davacının verdiği 20.8.2003 tarihli bildirge üzerine ... sigorta no ile 4.10.2000 tarihinde tescil edildiği ancak ...sigorta nolu dosya mahkemece getirtilmediğinden davacının süresi içinde davalı Kuruma yazılı başvuruda bulunup bulunmadığı anlaşılamamaktadır. Bu durumda yapılacak iş belirtilen sigorta sicil nolu dosya ve eklerinin getirtilerek davacının süresi içinde davalı kuruma yazılı başvuruda bulunup bulunmadığını, bulunmuş ise tebliğden itibaren bir yıllık süre içinde borçlanma bedelini ödeyip ödemediğini tespit edip çıkacak sonuca göre karar vermektir.
Öte yandan Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 5458 Sayılı Kanunun 1.maddesi ve ve bu yasaya dayalı çıkarılan SSK Sigorta İşleri Genel Müdürlüğü Sigorta Primleri Daire Başkanlığının 30.05.2006 tarih ve 16-373 Sayılı Genelgesi çerçevesinde 30.06.2006 tarihine kadar Kuruma başvuranlar veya dava açarak talepte bulunanların söz konusu yasadan yararlandırılmaları gerekir
Davacı yasal süre içinde 26.5.2006 tarihinde dava açarak 5458 sayılı Yasa’dan yararlanma talebinde bulunduğundan davacının mahkemece yapılacak araştırma sonucu tespite karar verilecek sigortalılık süresi ile 4.10.2000 tarihinden sonraki sigortalılık süresine ilişkin prim borçlarını 5458 sayılı Yasa’dan yararlanmak suretiyle ödeyebileceğinin kabulüne karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gözetilmeksizin ihtiyati tedbir kararı vererek davacıyı 20.4.1982 tarihi itibariyle sigortalı olarak kayıt ve tescil ettirilip ve tüm prim borçlarını 5458 sayılı Yasa’dan yararlandırarak ödetmek suretiyle eksik inceleme ve soruşturma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.