10. Hukuk Dairesi 2017/585 E. , 2017/2905 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, yersiz ödenen maluliyet aylıklarının ve sağlık giderlerinin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu somut olayda; 1998 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında maluliyet aylığı alan davalı hakkında 03.11.2008 tarihinde düzenlenen raporla maluliyet halinin devam etmediğinin bildirilmesi üzerine, 25.04.2008-01.12.2008 tarihleri arasına ilişkin yersiz maluliyet aylığı ve sağlık giderinin tahsili için işbu dava açılmış, 3. Adli Tıp İhtisas Kurulundan alınan 30.07.2010 tarihli raporda Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre %80 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiğinin belirtildiği, 12.08.2013 de alınan raporda ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre beden çalışma gücünün en az 2/3 (üçteiki)"sini kaybetmediğinden malul sayılamayacağı, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde %53 oranında meslekte kazanma gücü kaybının bulunduğu, 30.07.2010 tarihli raporda belirlenen maluliyet oranında sağ alt ve üst ekstremite fonksiyonlarında iyileşme görüldüğü cihetle maluliyet oranında azalma olduğu aradaki farkın bundan kaynaklandığının belirtilmesi üzerine, Mahkemece, sağlık giderleri yönünden davanın reddine, aylıklar için her bir aylığın ödeme tarihinden itibaren faiziyle tahsiline dair karar verilmiş ise de söz konusu hüküm eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
Davalının 03.11.2008 tarihinde maluliyetin devam etmediğine dair Kurum raporu üzerine, 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 30.07.2010 tarihli raporunda Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre %80 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, 12.08.2013 tarihli raporda ise %53 oranında meslekte kazanma gücü kaybı olduğu farkın iyileşmeden kaynaklandığının belirtilmesi ile yersiz ödenen aylık dönemlerinin 25.04.2008-01.12.2008 arasına ilişkin olması husuları gözetildiğinde, davacının maluliyet başlangıç tarihi ile bu maluliyetin ortadan kalktığı tarih önem kazanmaktadır. Zira maluliyetin ortadan kalkma tarihi yersiz ödenen aylık dönemlerinden sonra olması durumunda davanın reddi söz konusu olacaktır. Buna göre mahkemece, Adli Tıp Genel Kurulundan, maluliyet başlangıç tarihi ile maluliyetin ortadan kalktığı tarihlerin tespiti için (Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ayrı ayrı dikkate alınarak) rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.
Kabule göre de; 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır…” hükmünü içermekte olup, söz konusu olayda davalının kasıt ve kusurundan bahsedilemeyeceğinden, mahkemece 5510 sayılı yasanın 96/b maddesi kapsamında değerlendirme yapılması ve buna göre ödeme dönemleri ile faiz başlangıç tarihinin belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme ve eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum avukatı ve davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 04.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.