16. Hukuk Dairesi 2015/4772 E. , 2016/3214 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; Yüce Köyünde bulunan ve kadastro sırasında tescil harici bırakılan yaklaşık 1000 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın müvekkili tarafından imar ve ihya edilerek 20 seneyi aşkın zamandan beri ev ve tarım arazisi olarak kullanıldığını ileri sürerek taşınmazın davacı adına tescili istemi ile dava açmıştır. Yargılama sırasında Hazine vekili çekişmeli yerin Hazine adına tescil edilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının davasının reddine, davalı ... vekilinin tescil talebinin kabulü ile 26.05.2014 tarihli bilirkişi rapor ve krokisinde gösterilen 583,01 metrekarelik taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği gerekçesi ile hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Kadastro Müdürlüğünün cevabi yazısında, dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde kadastro çalışmalarının 03.02.1988 de kesinleştiği, dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında “taşlık” olması nedeni ile tespit dışı bırakıldığı bildirilmiştir. Böyle bir taşınmazın iktisap edilebilmesi için; 3402 sayılı Yasa"nın 14 ve 17. maddeleri uyarınca; emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi zorunludur. Davacı, dava konusu taşınmazı kadastroca tespit dışı bırakıldıktan sonra imar ve ihya ederek 20 yılı aşkın zamandır tarım arazisi ve konut olarak kullandığını ileri sürerek imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenlerine dayalı olarak tescil isteğinde bulunmuştur. Yargılama sırasında ise dava konusu taşınmazın öncesinin babası tarafından kendisine hibe edildiğini ileri sürmüştür. Yine keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları da dava konusu taşınmazın öncesinin davacının babası Şeyhmus"a ait olduğunu ve Şeyhmus"un da taşınmazı davacıya bağışladığını, taşınmazın kendilerini bildi bileli ev ve bahçe olarak davacı ve babası tarafından kullanılan sahipli arazi olduğunu beyan etmişlerdir. Her ne kadar jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi raporunda 2004 ve 2013 tarihlerine ait 2 adet uydu fotoğrafı üzerinde inceleme yapılmış ise de rapor imar ve ihyanın başlangıç ve tamamlanma tarihi konusunda bir veri içermediğinden imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı; davacının bu tarihten dava tarihine dek en az 20 yıl ekonomik amaca uygun zilyetliği bulunup bulunmadığı belirlenememiş; bilirkişi ve tanık sözleri denetlenememiştir.
O halde, doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle, dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı"ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalı, var ise taşınmaza komşu olan parsellerin tutanakları ve dayanakları olan tapu ve vergi kayıtları getirtilmelidir. Bundan sonra, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ile jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, taşınmazın öncesi itibari ile imar ve ihyaya muhtaç olan yerlerden olup olmadığı hususları özellikle irdelenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.