17. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/20273 Karar No: 2017/3971 Karar Tarihi: 12.04.2017
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/20273 Esas 2017/3971 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2016/20273 E. , 2017/3971 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili, müvekkil nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olup mülkiyeti davalıya ait olan 01 L 5975 plaka sayılı araç yine davalının sevk ve idaresindeyken 12/06/2012 tarihinde tek taraflı yaralamalı bir trafik kazası meydana geldiği, kaza sonrası yaralanan Durdu Şengül tarafından müvekkil şirket aleyhine Kırıkhan 2. Asliye hukuk Mahkemesine dava açıldığı ve davanın kabulüne karar verilerek 72.557,00-TL 26/06/2014 tarihinde ödenmek zorunda kalınmış olduklarını, kaza tespit tutanağı ve tanık ifadelerinden de görüleceği üzere araçta davalının istiap haddinden fazla yolcu ve yük taşıması nedeni ile kazanın meydana geldiği, zira araçta maksimum taşınabilecek yolcu sayası 5 olup, kaza tespit tutanağı ve davalının beyanlarından anlaşılacağı üzere araçta kaza anında toplam 8 kişinin bulunduğu, kazanın haddinden fazla yolcu ve yük taşınasından kaynaklandığını ileri sürerek ödediği tazminatın rücuen tahsilini istemiştir. Davalıya dava tarihinden önce öldüğü için tebligat usulüne uygun yapılamamıştır. Mahkemece yapılan değerlendirme sonucunda, davalının dava öncesi 12.07.2012 tarihinde vefat ettiği, ölümle kişilik haklarının son bulduğu, ölü kişi aleyhine dava açılamayacağı gibi mirasçılarına da davanın yöneltilmesi suretiyle yürütülemeyeceği gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davalının dava tarihinden önce öldüğü ve ölü kişi hakkında davaya devam edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kural olarak ölü kişiye karşı dava
açılamaz. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması halinde davanın mirasçılarına yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır.(HMK m.114/1-d, m. 50 ve TMK m. 28) Ancak HMK"nun 124. maddesinde; “Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın rızası ile mümkündür.Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Şu halde davalının sağ olup olmadığını tespit edememe bir yanılgıya dayanıyor ve bu durum açıkça dürüstlük kuralını ihlal etmiyorsa, daha sonra da kendilerine karşı dava açılması muhtemel olan mirasçılara karşı davaya devam edilmesi mümkün olmalıdır (HGK"nun 11.09.2013 günlü ve E 2013/14-612, K 2013/1297 sayılı ilamı). Açıklanan nedenlerle, davacı vekiline HMK m.124 gereğince davayı mirasçılara yöneltme imkanı tanınmadan hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ara kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 12/04/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.