Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 2 yıl 1 ay 27 günlük hizmet süresinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine. 2-Dava, davacının davalı işveren nezdinde geçen 26.5.1997-13.7.1999 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının davalı sürücü kursunda stajyer olduğu stajyerlerin iş kanunun kapsamında olmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, Vilayetten alınan 20.6.1997 tarihli göreve belgesinde davacının “Ders ücretli usta öğretici olduğu, davacı ile işveren arasında 16.5.1997-16.5.1998 tarihleri arasında ve 21.1.1998-21.1.2000 tarihleri arasında “Direksiyon Usta Öğreticisi” ücreti 23.467.499-TL olduğu şeklinde imzalı sözleşme olduğu, Valiliğin 15.6.1999 yazısında davacının stajyerliğinin kaldırılmasına karar verildiği, tanıklar Mircan Demiralp, T. Y. beyanlarında davacıyı derse girerken gördüklerini, diğer tanıklarda davacıyı hatırlamadıklarını, bordro tanığı Y. K. davacının 20-40 gün staj yaptı, kadrolu çalıştı dediği görülmüştür. 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesine göre resmi belge yada yazılı delilerin bulunması halinde sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Bu tür kanıtların bulunmaması halinde de somut bilgilere ve inandırıcı olmaları koşuluyla , dönem bordro tanıkları ve kayıtlara geçmiş komşu işyeri tanıkları ile de sonuca gitmek mümkün olup dava konusu olayda, davacının, 506 sayılı Yasa’nın 3. maddesinde sözü edilen çalışılan işlerinin meslek okulu ile ilgisi olmadığı, özel bir yer olduğu ve iş akdi (ücret sözleşmesi) yapıldığı, mahkemenin de esasen hizmet akdini kabul ettiği nazara alındığında mahkemece çalışma ile ilgili araştırma genişletilerek toplanan delilleri değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.