Davacı, çalışma gücünün en az 2/3 oranında kaybettiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, yetki yönünden reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı, 506 sayılı Yasa"nın 53. ve 54. maddelerinde yazılı malullük şartlarını taşıdığını ileri sürerek, çalışma gücünün en az 2/3 oranında kaybettiğinin tesbitini istemiş, davalı Kurumca yetki itirazında bulunulmuştur. Mahkemece, dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, istek halinde dosyanın yetkili Mardin İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı yanca temyiz edilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 5. maddesinde "İş Mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikâmetgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşmeler muteber sayılmaz" hükmü öngörülmüştür.Görülüyor ki madde de önce davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılacağına ilişkin HUMK."nun 9. maddesindeki genel kural tekrarlanmış, bununla yetinilmeyerek davanın işçinin işini yaptığı işyerinin bulunduğu yer İş Mahkemesinin de yetkili olduğu hükme bağlanmıştır. İşçiyi korumak ve kolaylık sağlamak amacıyla düzenlenen bu özel yetki kuralı uyarınca sigortalı işçi (veya işveren) seçimlik hakka sahip bulunmakta, davayı dilerse davalının yerleşim yerinde, dilerse işini yaptığı işyerinin bulunduğu yer mahkemesinde açabilmektedir. Maddede ayrıca, açıklanan yetki kuralına aykırı olarak yapılacak sözleşmelerin geçersiz olacağı öngörülmüştür.Bu düzenleme kamu düzenine ilişkin olduğundan belirtilen iki yer mahkemesinin yetkisini veya davacının seçme hakkını ortadan kaldıran ya da bu mahkemelerin yanında başka bir mahkemeyi de yetkili kılan sözleşmeler geçersizdir. Öğretinin baskın görüşü (Prof. Sarper Süzek İş Hukuku 2008. sh:104, Prof. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü El Kitabı 1995.sh:1022, Prof. Fevzi Şahlanan, İş Yargılaması sh:28. vd.) ve Yargıtay uygulaması (HGK. 5.6.1968, 9/433-419, 9 HD. 4.6.2007;12043-17765, 25.02.2008, 245-2294) da bu doğrultudadır. Bu yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olduğundan, yetki itirazı ilk itirazlardan değildir. Taraflar yargılamanın her aşamasında yetki itirazında bulunabileceği gibi mahkemede her zaman kendiliğinden yetkili olup olmadığını inceler. Somut olayda davacı sigortalı Yasanın kendisine verdiği seçimlik hakkını kullanarak davasını işini yaptığı işyerinin bulunduğu Mazıdağı İş Mahkemesinde açmış bulunduğuna göre, yetki itirazının reddi ile davanın esasının incelenmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 27.10.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.