15. Ceza Dairesi 2016/1430 E. , 2018/1328 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : İftira, Dolandırıcılık
HÜKÜM : 1- Dolandırıcılık suçundan beraat
2- TCK"nun 267/1-2, 43/2, 62 maddeleri gereğince mahkumiyet
İftira suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından, dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın 2005-2010 yılları arasında arkadaşı ve akrabası olan katılan ..."a bir kızla birlikte olması nedeniyle, kızın ailesinin kendisine ulaştığını, mafyayla anlaştıklarını, zarar vereceklerini, kavga ettiklerini ve bu nedenle senet imzaladığını söylediği, buna inanan katılanın kredi çekerek toplamda 26.000 TL’yi sanığa verdiği, daha sonra katılan ...’ın nişanlanmak istemesi üzerine, mafyanın nişanlanmak istediği kızı öldüreceğini belirtip, katılan ...’dan para talep ettiği, katılan ...’ın bu anlatımların doğru olmadığını anlayıp, talebi yerine getirmemesi nedeniyle bu kez de katılanların mafyayla anlaşarak, kendisini darp ettirdiklerini, bedenine tehditkar yazılar yazdırdıklarını, elbiselerini yırttıklarını ve iğne yaparak ilaç enjekte ettiklerini beyan ederek, katılanlar hakkında suç duyurusunda bulunduğu; bu şekilde sanığın katılan ..."a karşı dolandırıcılık ve iftira; diğer katılanlara karşı iftira suçunu işlediği iddia edilen olayda;
1- Sanığın dolandırıcılık suçundan beraat hükmüne ilişkin katılanlar vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanık savunmaları, katılanların beyanları, tanıkların anlatımları ve dosya kapsamına göre; sanığın isnat edilen suçu işlediğine dair, savunmasının aksine, katılanın soyut iddiası dışında, mahkumiyete yeter nitelikte delil elde edilemediği gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir,
Yapılan yargılama sonunda, sanığın atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeter derecede delil elde edilemediği gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, herhangi bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine ancak;
Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan beraat, fakat iftira suçundan mahkumiyet hükümlerinin tesisi edilmesine rağmen, 5271 sayılı CMK"nın 325/1-2 maddesi uyarınca beraat hükmünün sanığa vekalet ücretine hak kazandırmayacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde hazine aleyhine sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan “ Dolandırıcılık suçundan beraat eden sanık kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücretlik Tarifesi uyarınca 1.320,00 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa ödenmesine” ibaresinin çıkarılması suretiyle hükmün, DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Sanığın iftira suçundan mahkumiyetine ilişkin sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanık savunmaları, katılanların beyanları, tanıkların anlatımları, Düziçi Devlet Hastanesi’nin sanığın tahlilleri ve muayenesi sonucunda herhangi bir darp cebir ve başka bir bulguya rastlanmadığını belirtir 08/12/2010 tarihli raporu ve dosya kapsamına göre; sanığın katılanlara yönelik iftira suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin suçun sabit olmadığı gerekçesine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
İddianame ile talep edilmediği halde, ek savunma hakkı tanınmadan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 226. maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 26/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.