17. Hukuk Dairesi 2016/7850 E. , 2017/3962 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 11.4.2017 Salı günü davalı ... tarafından gelen olmadı. Davacı vekili Av. ... geldi. Davalı ... tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu Musa, hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı olmadığını ve alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmazını 15.07.2010 tarihinde davalı kardeşi Halil’e satıldığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davalıların kardeş olmasına rağmen aralarında husumet olduğunu, davalı ...’nın annelerinin sahte vekaletnamesini kullanarak sattığı taşınmazlar ile ilgili olarak müvekkilinin açtığı davayı kazandığını ve borçlu kardeş aleyhine takibe geçildiğini, daha sonra aralılarında miras taksim sözleşmesi yapıldığını ve dava konusu taşınmazda dahil diğer taşınmazlarını bu alacaklarına karşılık devir alındığını belirterek haksız açılan davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, davalı ...’nın mal varlığının borcunu karşılamaya yetmediği, diğer davalı ... ile aralarında husumet olmakla birlikte bir şekilde kardeşi Musa ile anlaşarak rızai taksim yolu ile anneleri Kezban’dan intikal eden 73 taşınmazdaki hissesini davalı ...’nın Halil’e devrettiği, Halil’in de bir kaç taşınmazdaki hissesini Musa’ya devrettiği devir işlemlerinin 11.07.2010 tarihinde
gerçekleştiği, Musa tarafından Halil’e devredilen hisselerin devir tarihi itibari ile toplam değeri 1.274.855,00 TL olduğu, Halil’in Musa’ya devrettiği hisselerin toplamı 64.950,00 TL değerinde olduğu, Musa’nın 477.000,00 TL borcuna karşılık borcunun 3 katı değerde 1.274.855,00 TL değerinde hisseyi devretmesinin mal kaçırma amacı ile yapılmış olduğunu anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, dava dayanağı ... İcra Müdürlüğünün 2014/1819 sayılı takip dosyasından 06.05.2014 tarihinde haciz yapılmış ve hacze kabil mal bulunmamış ise de, dosya içeriğinden davalı borçlu Musa’ya ait taşınmazlarını bulunduğu ve davacı alacaklı tarafından yapılan haczin bu taşınmazlar üzerinde birinci sırada yer aldığı, bunlardan 2443 ada 5 parselin davacı alacaklı tarafından alacağa
mahsuben alındığı, bunun dışında 8 adet taşınmaz olduğu ve kıymet takdirlerinin yapıldığı, 6069 ada 11parselle ilgili davacının yaptırdığı kıymet takdirinde 36.800,00 TL olarak belirlenmiş olmakla birlikte, alacağı ikinci sırada yer alan dava dışı Ahmet Gebeşli tarafından yaptırılan 14.01.2016 tarihli kıymet takdirinde değerinin 165.015,00 TL olarak belirlenmiştir.
Bu durumda, aynı taşınmaz ile ilgili iki farklı kıymet takdir raporları arasındaki çelişkinin giderilerek, bulunan değer ile borçluya ait diğer taşınmaz değerleri birlikte toplam miktar, davacı alacaklının borcunu karşılamaya yetmesi halinde davanın, borçlunun aciz halinin bulunmaması nedeni ile ön koşul yokluğundan reddine, aksi durumda ise şimdiki gibi davanın kabulüne karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 11.4.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.