MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK"nun 155/2, 52, 53, 51 maddeleri gereği mahkumiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın yanında çalışan katılan ..."nın borçlu, katılan ..."in ise kefil olarak yer aldığı, lehdarı katılana ait şirket olan 18/10/2009 ödeme tarihli 50.000.00 TL bedelli, 02/06/2009 düzenleme tarihli senedi, arkasında yazılı olduğu gibi teminat olarak katılan ..."dan işe giriş amacıyla aldığı halde Ankara 8. İcra Müdürlüğü"ne tahsile koyduğu, katılanlar tarafından bahse konu senet ile ilgili borçlu olmadıklarının tespiti amacıyla davacı olarak Ankara 18. İş Mahkemesi"nde menfi tespit davası açıldığı ve mahkeme tarafından, senedin işe giriş aşamasında işveren olan sanık tarafından senet arkasında yer alan ibareden de anlaşılacağı üzere teminat olarak alındığı gerekçesiyle katılanların borçlu olmadığının tespitine karar verildiği ve verilen kararın da Yargıtay 22. Hukuk Dairesi tarafından onandığı, sanığın bu şekilde kendisine teminat olarak verilen senedi, zilyetliğini devri amacı dışında tasarrufta bulunarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia ve kabul olunan olayda;
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu, meslek, sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkalarının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenebilen bir suç olduğu, sanığın işe girişte teminat olarak aldığı suça konu senetle ilgili icra takibi başlatması şeklinde gerçekleşen eyleminde, bahse konu senedin sanığa ifa ettiği bir hizmet veya meslek dolayısıyla tevdi ve teslim edilmemiş olması ve sanığın teminat olarak verilen senetle ilgili katılanlar aleyhinde borçlu olduklarından bahisle icra takibi başlatmış olması sebebiyle, sanığın eyleminin uzlaşma kapsamında bulunan TCK"nın 156/1 maddesinde düzenlenen bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 26/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.