1. Hukuk Dairesi 2020/961 E. , 2021/1127 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 02.03.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar ... ... v.d. vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile tazminat isteklerine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları..."nın bankada bulunan parasının çekilmesi, adına kayıtlı taşınmazların intikalinin yapılması, doğrudan destek geliri ve mazot paralarının alınabilmesi için mirasçıların dava dışı kardeşleri..."e vekâlet verdiklerini, ancak sonradan tapu müdürlüğünde yaptıkları araştırmada 08.01.2004 tarihli resmi senette vekil... ve davalı ..."nün murise ait dava konusu 213, 242, 249, 264, 266, 329, 331, 404, 408, 411, 515, 570, 645, 650 ve 724 parsel sayılı taşınmazlar ile dava dışı 725 parsel sayılı taşınmazın mirasçılara intikalini sağlandıktan sonra dava konusu 213, 264, 266, 329, 331, 404,570 ve 650 sayılı parsellerin davalı ..."a, 242, 249, 408, 411, 515, 645 ve 724 sayılı parsellerin davalı ..."ye ve 725 sayılı parselin ise adı geçenler dışındaki mirasçılara eşit pay ile devredilerek sözde paylaştırma yapıldığını öğrendiklerini, bilahare davalı ..."nün 242 ve 249 parsel sayılı taşınmazları 12.09.2009 tarihinde dava dışı ..."ye, 408 ve 411 parsel sayılı taşınmazları 19.03.2010 tarihinde davalı kardeşi..."a ve 515 ile 645 sayılı parselleri ise dava dışı kardeşi vekil..."in oğlu davalı ..."ya satış suretiyle temlik ettiğini, vekil..."in vekâlet görevini kötüye kullandığını, dava konusu devirlerin hileli ve muvazaalı olduğunu, davalıların da vekil ile el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini, kendilerine bir bedel ödenmediğini ileri sürerek davalılar adına kayıtlı taşınmazlar bakımından miras payları oranında iptal ve tescile, dava dışı ..."ye devredilen taşınmazlar yönünden ise tazminata karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, zamanaşımı süresinin geçmiş olduğunu, miras taksim sözleşmesinin iptali nedenlerinin olmadığını, davacıların anılan vekâletnameleri muristen kalan taşınmazların taksimi için verdiklerini, eldeki davanın ancak vekile yöneltilebileceğini, davalı ..."nün 2010 yılında diğer davalılara ve dava dışı ..."ye yaptığı temliklerin de muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, "Hâl böyle olunca, yukarıda belirtilen olgular uyarınca araştırma ve incelemenin yapılması, davalılara ve diğer mirasçılara bırakılan yerlerin temlik ve dava tarihi itibari ile değerlerinin saptanması, dinlenen tanıklara olaylara dayalı somut bilgilerin sorulması, delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuş olup bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece, vekil olan dava dışı..."in vekalet görevini kötüye kullanarak davacı aleyhine işlem yaptığı, davalıların bu durumu bilebilecek konumda oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; bozmaya uyan mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapmak ve orada gösterilen doğrultuda hareket etmek zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda bozmaya uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğacağından artık mahkemece bozma gereklerini yerine getirme zorunluluğu doğar.
Ne var ki; mahkemece, bozma kararına uyulmasına rağmen, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki; 08.01.2004 tarihli miras taksim sözleşmesiyle davalılara devredilen çekişme konusu taşınmazlar ile davacılar ve dava dışı mirasçılara devredilen dava dışı 725 parsel sayılı taşınmazın devir tarihi olan 08.01.2004 tarihindeki rayiç bedellerinin belirlenip, değerlerinin karşılaştırılması suretiyle vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığının saptanması gerekirken, bozma ilamına yanlış anlam verilerek rayiç değerin tespitinde davalı ..."nün taksim sözleşmesi ile edindiği taşınmazlardan dava konusu 242 ve 249 parsel sayılı taşınmazları dava dışı ..."ye temlik ettiği 2009 yılının esas alınması, 725 parsel sayılı taşınmazın dava ve temlik tarihi itibariyle değerinin saptanmaması doğru değildir.
Kabule göre de, 3402 Sayılı Yasanın 22/a maddesi uygulaması sonucu çekişme konusu taşınmazların kayıtları kapatılarak yeni ada parsel numaraları aldığı gözetilmeksizin, infazda tereddüt yaratacak şekilde kaydı kapatılan taşınmazlar üzerinden iptal – tescile karar verilmesi de doğru değildir.
Davalılar vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalılar vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.