22. Hukuk Dairesi 2017/18867 E. , 2018/27373 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin ... ... Mağazası içerisindeki buz pistinde 16.10.2011 – 04.11.2012 tarihleri arasında aralıksız eğitmen olarak çalıştığını ve iş akdinin haksız nedenle feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile fazla mesai, ulusal bayram genel tatil, yıllık izin ve eksik ödenen ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 90. maddesinin birinci fıkrasında, “Süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez.” hükmü; aynı Kanunun 181. maddesinde, “Kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Mahkemece, duruşmanın 15/10/2015 tarihli 4. celsesinde davacıya 1 hafta kesin süre içinde harçlandırılmış ıslah dilekçesini vermek üzere süre verildiği, bu süre içerisinde ıslah edilen işlem belirtilmezse ıslah hiç yapılmamış sayılarak davaya eski şekli ile devam edileceği hususu aynı celsede ihtar edilmiştir. Davacı vekili, 26/10/2015 tarihinde ıslah dilekçesini harçlandırmıştır. Davacı tarafın ıslah işlemini mahkemece verilen kanuni bir haftalık süre geçtikten sonra yaptığı anlaşılmaktadır.
Anılan sebeple, ıslah geçersizdir. Mahkemece, 6100 sayılı Kanun’un 181. maddesi uyarınca ıslahın hiç yapılmamış sayılarak, dava dilekçesindeki talep miktarlarıyla bağlı kalınarak hüküm tesis edilmesi gerekirken, süresi geçtikten sonra harçlandırılan ıslah dilekçesine göre karar verilmesi hatalı olmuştur.
3-Davacının ödenmeyen ücret alacağının miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda davacı sigortasız çalıştırıldığı dönemde ücreti asgari ücret olmasına rağmen bu ücretin verilmediğini ayda 350,00 TL veya 400,00 TL ödeme yapıldığını iddia ederek eksik ödenen ücret alacağını talep etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının sigortasız çalıştırıldığı dönem olan 16.10.2011 – 09.04.2012 tarihleri arasında asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmış ve bu dönemde 19.03.2012 ve 11.03.2012 tarihli dekonlara göre ödenen toplam 200,00 TL mahup edilmiş ve davacının kendisine aylık 350,00 veya 400,00 TL verildiğini söylese bile bu ödemelerin hangi ay için ne kadar olduğunun net bir biçimde açıklattırılması gerektiği belirtilmiştir. Davacı tarafça yapılan ödemelere ilişkin yapılan açıklamada Ekim 2011 için 400 TL, Kasım 2011 için 300,00 TL, Aralık 2011 için 400,00 TL, Ocak 2012 için 300,00 TL, Şubat 2012 için 400,00 TL, ve Mart 2012 için 300,00 TL olmak üzere toplam 2.100,00 TL ödeme yapıldığı belirtilmiş ve mahkemece davacı tarafça yapılan bu açıklamaya itibarla hüküm kurulmuş ise de davacının dava dilekçesinde açıkça 350,00 veya 400,00 TL ödeme yapıldığını belirtmesi karşısında 300,00 TL olarak ödeme yapıldığı belirtilen aylar 350,00 TL olarak kabul edilip buna göre ödenmeyen ücret alacağının miktarı hesaplanmalıdır.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.