Davacı, davalı işveren nezdinde 15.08.2002-23.9.2005 tarihleri arası çalıştığının tespiti ile işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davacı ile davalılardan D.Eğt.Tic.Ltd.Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi Uyuşmazlık, davacının davalıya ait işyerinde dava dilekçesinde belirtilen sürelerde hizmet akdine dayalı olarak sürekli çalıştığının tespiti ile bir kısım işçilik alacaklarının davalı işverenden tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece,davacının 15.08.2002-01.07.2003 tarihleri arasında davalı yanında gecen ve sigortaya bildirilmeyen hizmetlerinin tesbitine ilişkin isteminin reddine karar verilmiş ise de bu sonuç yerinde değildir. Davanın yasal dayanağını oluşturan ve dava tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tesbit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.Somut olayda dinlenilen ve davalı işyerinde çalıştıkları belgelenen işyeri bordo tanıkları Sıtkı Berk ve Emine Ayfer Yel’in beyanlarından davacının davalıya ait dersane işyerine 15.08.2002 tarihinde girdiği ve 23.09.2005 tarihine kadar sürekli çalıştığı bu çalışmalarından dava konusu sürenin kuruma bildirilmediği ispatlandığı halde , Mahkemenin, bu tür davaların kişilerin sosyal güvenliğine ilişkin olması ve kamu düzenini ilgilendirdiğini dikkate alınmadan ve gerekçe dahi göstermeden istemi reddetmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Y.H.K’nun 04.10.2006 gün ve 2006/21-639 Esas,2006/629 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir. Yapılacak iş; Davacının15.08.2002-23.09.2005 tarihleri arasında davalı yanında sürekli çalıştığının kabulü ile bu sürelere uygun olarak yeniden işçilik alacaklarını yöntemince bilirkişiye hesaplatmak ve alınacak rapor ve dosya kapsamına göre bir karar vermekten ibarettir. O halde,davacının bu yönleri amaçlayan temyiz istemi kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, bozma nedenine göre davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 27.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.