Ceza Genel Kurulu 2013/257 E. , 2017/271 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sanık ..."ın hakkı olmayan yere tecavüz suçundan beraatine ilişkin, Çatalzeytin Asliye Ceza Mahkemesince verilen 19.11.2008 gün ve 48-49 sayılı hükmün Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 17.04.2012 gün ve 2955-12980 sayı ile;
"Hükümden sonra yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasa ile değişik Türk Ceza Kanununun 154/1. maddesi uyarınca sanık hakkındaki suçun 5237 sayılı TCK’nun 73. maddesi gereğince şikâyete bağlı hale getirilmesi ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının gözetilerek, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 14.06.2012 gün ve 130776 sayı ile;
“Dava konusu olayda 5841 sayılı Yasa ile değişik TCK’nun 154/1 ve 73. maddeleri uyarınca şikâyete bağlı hale getirilmesi karşısında; müşteki sanık ... şikâyetçi olmadığını, yanlış anlaşılmasından dolayı şikâyet ettiğini, yerine tecavüzün bulunmadığını, diğer müşteki sanık ... ise şikâyetçi olmadığını, şikâyetten vazgeçmeyi de kabul ettiğini belirtmiş ve bu durum mahkeme oturumlarında belirlenmiş olup bu şekilde davanın sonuçlandığı ve bir ihtilafın kalmadığı anlaşılmıştır.
Bu nedenlerle itirazın kabulü ile Yüksek Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 17.04.2012 gün ve 2955-12980 sayılı bozma kararının kaldırılmasına, mahalli mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi" talebiyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesince 16.01.2013 gün ve 27247-1348 sayı ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; hakkı olmayan yere tecavüz suçundan yapılan yargılama sırasında hakkındaki şikâyetten vazgeçilen sanık hakkında "rıza" nedeniyle kurulan beraat hükmünün isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilmesi gerekmektedir.
TCK"nun 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin sekiz yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.
Aynı kanunun 67. maddesinin 3 ve 4. fıkraları uyarınca kesen bir nedenin varlığı halinde zamanaşımı süresi, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Ceza Genel Kurulunun 26.06.2012 gün ve 978–250 sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hallerden biri olan zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi halinde, yerel mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığa atılı hakkı olmayan yere tecavüz suçunun yaptırımı 5237 sayılı TCK"nun 154/1. maddesi uyarınca altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası olup, aynı kanunun 66/1-e. maddesi gereğince belirtilen suçun asli dava zamanaşımı süresi sekiz yıl, 67/4. maddesi göz önüne alındığında ise kesintili dava zamanaşımı süresi on iki yıldır.
Daha ağır cezayı gerektiren başka suçları oluşturma ihtimali bulunmayan ve 02.06.2008 tarihinde gerçekleştirdiği iddia edilen eylemle ilgili olarak, sanık hakkında dava zamanaşımını kesen en son işlem 24.09.2008 tarihli sorgusu olup, bu tarihten sonra dava zamanaşımınını kesen veya durduran başkaca bir neden olmadığı gözetildiğinde, TCK"nun 66/1-e maddesindeki sekiz yıllık asli dava zamanaşımı süresi, Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce 24.09.2016 günü dolmuş bulunmaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabulü ile Özel Daire kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CMUK’nun, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK"nun 66/1-e ve 5271 sayılı CMK"nun 223/8. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle KABULÜNE,
2- Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 17.04.2012 gün ve 2955-12980 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Çatalzeytin Asliye Ceza Mahkemesinin 19.11.2008 gün ve 48-49 sayılı hükmünün, dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle BOZULMASINA,
Ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK"nun, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK"nun 66/1-e ve 5271 sayılı CMK"nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.