10. Hukuk Dairesi 2015/11863 E. , 2017/2825 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 02.02.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahipleri bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirin rücuan tahsiline ilişkindir.
5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan Kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereğince, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. ve 87. maddeleridir.
506 sayılı Kanunun 26. maddesine dayanan rücu davalarında kusurun belirlenmesinde, mahkemece, öncelikle dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak, varsa çelişki giderilerek belirlenmeli ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, kusur oran ve aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesine gidilmelidir.
Dosyanın tetkikinde, davalı ...Taah. İnş. Turz. San. Tic. Ltd. Şti.’nin, diğer davalı şirketten(tuğla imalalatı yapan), firmanın fabrika binasındaki boru ve fırınlardaki hava fanlarının izolasyon işini aldıkları ve olay tarihinde, davalı ...Taah. İnş. Turz. San. Tic. Ltd. Şti. çalışanı, diğer davalı şirkete ait fabrikada çalışırken hava almak için çıktığı eternit kaplı çatıdan düşmesi neticesinde vefat ettiği, karara esas alınan bilirkişi raporunda, davalı şirketler arasında asıl-alt işveren ilişkisi kabul edilerek %60 kusur yüklendiği ve mahkemece, bu oran üzerinden yazılı şekilde hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.
Kusur raporlarının, 506 sayılı Yasanın 26, 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2. ve devamı maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Kanunun 87. maddesi hükmüne göre alt işveren, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3. kişidir.
Asıl işveren alt işveren ilişkisinin varlığı için, öncelikle, işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
İşin belirli bir bölümünde değil de tamamının bir bütün halinde ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
Alt işveren sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş, ya da, işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
Yukarıdaki açıklamalar gözetildiğinde mahkemece yapılacak iş, davalı şirketler arasında kazanın gerçekleştiği işe ilişkin sözleşmeleri getirtip, anılan düzenlemeler kapsamında aralarındaki hukuki ilişkiyi belirlemek ve olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden uygun bir kusur raporu aldırılmaktır.
O hâlde, davacı ve davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının davalılara iadesine, 03.04.2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.