Davacı, 25.06.1991-01.01.1997 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı, 01.01.1997 tarihinden itibaren de esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının 25.06.1991-01.01.1997 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa’ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı 01.01.1997 tarihinden itibaren de 1479 sayılı Yasa"ya tabi Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 2926 sayılı Yasa’nın 2.5.9.10. 24. ve 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddeleridir. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın 2926 ve 1479 sayılı Yasa’dan kaynaklandığı açık-seçiktir. Bu durumda uyuşmazlığın, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesi ve yollamada bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 17.maddesi gereğince çözümlenmesi gerekir.
HUMK 9. maddesinde tanımlanan genel yetki kuralına koşut hüküm içeren 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5. maddesinde, “İş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği”, 15. maddesinde; bu Kanunda sarahat bulunmayan hallerde Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir.
Genel yetki kuralı dışında düzenleme öngörülmemiş olması karşısında, HUMK’da yer verilen özel yetkiye ilişkin düzenlemelerin İş Mahkemelerinin yetkisinin belirlenmesinde dikkate alınması gerekmektedir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 17. maddesi uyarınca; “Hakiki veya hükmi bir şahsın muhtelif mahallerde şubeleri bulunduğu takdirde o şubenin muamelesinden dolayı iflas davası müstesna olmak üzere o şubenin bulunduğu mahalde dahi dava ikame olunabilir”.
Gerçekten davalı kurumun şubesinin bulunması şartıyla ve o şubenin yapmış olduğu işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, şubenin bulunduğu yer mahkemeleri yetkili olacaktır. Bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.04.2008 tarih ve 2008/10-329-334 Esas- Karar sayılı kararında belirtilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davanın açıldığı yerde, anılan 17.maddenin tanımladığı biçimde Kurumun şubesinin bulunmadığı davacının sattığı ürün bedelinden Toprak Mahsulleri Ofisi Kaman Ajans Amirliği tarafından kesilen primlerin davalı Kurumun Kırşehir İl Müdürlüğü hesabına yatırıldığı ancak bu şube tarafından tescil işleminin yapılmadığı, keza Kaman ilçesinde faaliyet gösteren bir esnafın sigortalılık işlemlerinin ilçenin bağlı bulunduğu SGK. Kırşehir İl Müdürlüğünce yapılabileceği ortadadır.
Davaya bakmaya davalı kurumun merkezinin bulunduğu Ankara veya şube muamelesinin yapıldığı Kırşehir İş Mahkemesi yetkili olduğundan özellikle davalı Kurumun yöntemine uygun yetki itirazı göz önünde tutularak, Kırşehir İş Mahkemesinin yetkili olduğu gözetilerek yetki yönünden dava dilekçesinin reddine karar vermek gerekirken mahkemece 5521 sayılı Yasa"nın 5. maddesinde " davaya işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede bakılabileceğine" ilişkin yetki kuralının bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından 506 sayılı Yasa"ya tabi olarak çalıştırılan işçilerin kastedildiği, 1479 ve 2926 sayılı Yasa"ya tabi sigortalıları kapsamadığı düşünülmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki itirazların incelenmesine yer olmadığına, 23.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.