Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde Mart 1998 tarihinden itibaren kesintisiz olarak çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava,davacının mart 1998-26.01.2005 tarihleri arasında davalıya ait ...plaka sayılı taksi işletmesi işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının davalıya ait taksi işletmesi işyerinde 02.08.1998-18.10.2004 tarihleri arasında çalıştığının tesbitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının ihtilaf konusu dönemde 2.3.1998-1.8.1998 tarihleri arasında 150 gün başka bir işlerinde çalışmasının bulunduğu, işyerinin 1.1.1985 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, davalıya ait ....plaka sayılı aracı kullanırken davacı adına 18.1.2003, 4.2.2004, 21.6.2004 tarihlerinde trafik kaza tutanağının düzenlendiği, davalı A.N. D."un bu aracı 18.10.2004 tarihinde dava dışı A.A.a sattığı, davalının vergi mükellefiyetinin 18.10.2004 tarihinde son bulduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda dinlenen tanıkların yukarıda belirlenmiş şekilde resmi kayıtlara geçmiş ve davacı ile aynı dönem çalışmış kişilerden olduğu söylenemez.Dinlenen tanıkların bir kısmının aynı taksi durağında çalıştıkları iddia edilmiş ise de bu husus belgelendirilmemiştir.Mahkemece yaptırılan komşu işyeri araştırmasının sonuçsuz kaldığı, ancak taksi durağının resmi kurumlardaki kaydının ve bu durakta faaliyet gösteren kişilerin yeterince araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınarak, davalının faaliyet gösterdiği B. T. Durağı"nın hangi tarihler arasında faaliyet gösterdiğini,halen faal olup olmadığını, bu taksi durağında çalışma izni verilen taksi işletme sahiplerinin çalıştırdıkları araçların plaka numaralarını ve adreslerini ilgili Belediye Başkanlığından sormak, bildirilen plaka nolu araçların tespit istenen dönemde üzerine kayıtlı olduğu kişileri trafik müdürlüğünden sorarak taksi işletme sahiplerini ve bu işletmelerin bordrolarına, resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını tesbit edip beyanlarına başvurmak,daha önce dinlenen tanıkların hangi taksi işletmesinde çalıştığına dair belgeleri getirtmek ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan A.N.D."a iadesine, 23.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.