20. Hukuk Dairesi 2015/8312 E. , 2016/4881 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ile ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... ili, ... ilçesi, ... köyü 102 ada 1 parsel sayılı 1806103,72 m2 yüzölçümlü taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerden olduğu gerekçesiyle orman vasfıyla ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ... 27/05/2010 havale tarihli dilekçesiyle, ... ili, ... ilçesi, ... köyü hudutları içerisinde bulunan 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında orman olarak tespit gördüğünü, bu araziyi 1980 yılından beri çay bahçesi olarak kullandığını ve arazinin etrafında ... ..., ... ... ... ve ... ... arazilerinin bulunduğunu, davalı adına yapılan tespitin iptali ile kendi adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece; davanın kabulüne, fen bilirkişisi tarafından hazırlanan 22/05/2012 tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 3.558,36 m2"lik kısma 102 adanın son parsel numarası verilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan kısmın ise 102 ada 1 parsel olarak tesbit gibi tesciline karar verilmiş, davalılar ... ve ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 29/03/2013 tarih ve ... sayılı ilâmı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Karara dayanak alınan bilirkişi raporu, çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığını ve hukukî durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmadığı gibi, çekişmeli taşınmaz başında yapılan keşifte ziraatçı bilirkişi bulunmamaktadır. Ayrıca, taşınmazın üzerindeki ağaçların cinsi, yaşı ve niteliğine ilişkin tespitleri ve zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin değerlendirmeleri içeren bir bilirkişi raporu da düzenlenmiş değildir. Bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; çekişmeli taşınmaza komşu parsel tutanakları, davalı iseler dava dosyaları aslı dayanak tapu ve vergi kayıtları getirtilerek keşifte uygulanmalı ziraatçı bilirkişiye taşınmazın hangi tarihte imar ve ihya edildiği, üzerinde dikili meyve ağaçlarının dikiliş tarihleri, kaç yıldır ziraat arazisi olarak kullanıldığı tespit ettirilmeli; mahalli bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu sorulup tespit edilmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, fen bilirkişisi tarafından hazırlanan 22/05/2012 tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 3.558,36 m2"lik kısma 102 adanın son parsel numarası verilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan kısmın ise 102 ada 1 parsel olarak tesbit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... köyünde 1948 yılında 3116 sayılı Kanunun 11. maddesine göre orman kadastrosu çalışmaları yapılmış, taşınmaz bu sınırlandırmada orman sınırları dışında bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının ...ne yükletilmesine, ...den harç alınmasına yer olmadığına 21/04/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.