
Esas No: 2012/5007
Karar No: 2013/438
Karar Tarihi: 25.01.2013
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/5007 Esas 2013/438 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların kooperatif yönetiminde görev yaptıkları süre zarfında yasaya aykırı ve usulsuz işlemlerle kooperatifi zarara soktuklarının ...Bakanlığı müfettişlerince tesbit edilmesi üzerine kooperatifin 20.06.2004 tarihli genel kurul toplantısında alınan karar gereği kooperatif zararının 203.509,24 TL"sinin davalılar ... ve ..."dan, 85.139,00 TL"sinin ise ... ve ..."den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Yargılama sırasında 22.09.2010 tarihli celsede eldeki dosya davalıları ... ve ..."a yönelik dava tefrik edilip, yeni esasa kaydolunarak yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı ..., kooperatif üyeliğinden ayrıldığını ve hissesinin 32.500,00 TL"ye kooperatifçe satılarak zararın karşılandığını, genel kurul toplantısında da ibra edildiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili ise, kooperatifi zarara uğratan işlemlerin 1996 ila 2000 yılları arasında gerçekleştiğini, bu dönemlere ilişkin yönetim kurulu işlemlerinin genel kurullarda tasdik edildiğini ve ibra edildiklerini, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, tüm işlemlerin müvekkili haricindeki yönetim kurulu üyelerince yürütüldüğü için de müvekkilinin sorumlu olamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalıların yönetim kurulu işlerinin yürümesi için daimi olarak kooperatifte bulunmadıkları, sadece toplantı yeter sayısının tamamlanması için eksik üyelerin yerine kararlara katıldıkları, diğer davalılarca yapılan usulsüzlüklerden haberdar olmalarının mümkün olmadığı, bu yöndeki fiili tesbitlere dayalı olarak Ağır Ceza Mahkemesi"nce davalıların beraatine karar verilerek kararın kesinleştiği, ceza mahkemesinde tesbit edilen maddi vakıaların hukuk hakimini bağlayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, TTK 341"inci maddesince yönetim kurulu eski üyelerinin usulsüz ve yasaya aykırı işlemlerinden kaynaklanan kooperatif zararının giderilmesine yönelik sorumluluk davasıdır.
818 sayılı BK"nın 53"üncü ve 6098 sayılı TBK"nın 74"üncü maddesi ile "Hakim zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz." hükmü düzenlenmiştir.
Mahkemece, davalılar hakkında Ağır Ceza Mahkemesi"nce verilip kesinleşen beraat kararı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, dosya kapsamı ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; davalıların yönetim kurulu toplantılarına katıldıkları ve kararları imzaladıkları yönündeki iddianın yeterince araştırılmadığı gibi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı teftiş raporunda da diğer yönetim kurulu üyeleriyle birlikte davalılar ... ve ..."nin de oluşan kooperatif zararlarından sorumlu olacaklarının tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, ceza mahkemesi kararı eldeki dava yönünden mahkemeyi bağlayıcı nitelikte kabul edilemeyeceğinden, davalıların kooperatifi sorumluluk altına sokabilecek ve kooparatif zararına yol açacak karar ve belgelerde imzalarının bulunup bulunmadığı saptanıp, bulunuyorsa sorumluluk cihetine gidilmesi, imzalarının bulunmadığının tesbiti halinde ise yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan ilkeler doğrultusunda davalıların görev yaptıkları dönemlere ait kooperatif defter, kayıt ve belgeleri ile yönetim kurulu kararları ve bu kararlarla ilgili ödeme belgeleri celbedilerek, davacı vekilinin bilirkişi raporlarına itirazlarını da karşılar şekilde denetime ve hüküm kurmaya elverişli ek rapor alındıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde karar vermek gerekirken, eksik inceleme, yanılgılı gerekçe ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma nedenine göre davacı kooperatif vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulu ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre davalı kooperatif vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 25.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.