10. Hukuk Dairesi 2015/12440 E. , 2017/2788 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan ... Gıda San. ve Tic. A.Ş. avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, trafik iş kazasında yaralanan sigortalılara yapılan masraflar ve sigortalı ..."e bağlanan gelirin davalılardan müştereken ve müteselsilen rücuan tahsili istemine ilişkindir.
1-Yasa Koyucu tarafından, 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 6111 sayılı Yasanın 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın ... Kurumu tarafından karşılanacağı esası getirilmiştir.
6111 sayılı Kanunun, yayımı tarihinde yürürlüğe giren geçici 1. maddesi ile de, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de yine, ... tarafından karşılanacağı belirtilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85/1 maddesine göre “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” 91. maddesine göre de “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” tedavi giderleri kapsamında, sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının, sürücünün ve işletenin, zorunlu olarak sigorta teminatına bağlanması nedeniyle yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemenin yürürlüğe girmesi ile sona erdirilmiş bulunmaktadır.
Bu haktan, sigorta sözleşmesinin tarafı olan işleteni ve sürücülerin yararlanması gerekmekte olup, poliçe limiti kapsamında kalan tedavi giderleri nedeniyle sorumlulukları sona erecektir. Sigorta sözleşmesinin sağladığı teminattan yararlanmayanlar bu haktan yararlanamazlar. Ancak, zorunlu sigorta teminat tutarlarını aşan tedavi giderlerinin, zarara sebep olan veya hukuken sorumlu olanlar tarafından karşılanacağı, bu kişiler yönünden poliçe limitini aşan kısım için sorumluğun devam edeceği de kabul edilmelidir.
6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, kuşkusuz geçici iş göremezlik ödemeleri yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır.
Eldeki dosyada, Mahkemece, kazaya karışan aracın Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi bulunup bulunmadığı araştırılarak, sigorta poliçesi olması halinde kararı temyiz eden işleten ... Gıda San. ve Tic. A.Ş."nin tedavi giderleri yönünden sorumlu olmayacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
2-)5510 sayılı Kanunun “İş Kazası ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesinin 1. fıkrasına göre; "İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir..." 21. maddesinin 4. fıkrasına göre; "İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir..."
Belirtilen düzenlemeler ile davalıların Kurum"un rücû alacağından sorumluğu ancak kusurlarının varlığı hâlinde mümkün olup; 21. maddenin 1. fıkrasına göre işverenin tazminle sorumlu olduğu miktarın belirlenmesinde tazminat hukukuna ilişkin genel ilkeler doğrultusunda; sigortalı sürekli iş göremezlik durumuna girmişse bedensel zarar hesabı, ölüm hâlinde ise destekten yoksun kalma tazminatı (818 sayılı Borçlar Kanununun 45 ve 46, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 54 ve 55. maddeleri dikkate alınarak) hesabı yapılıp bulunan miktar, gelirin ilk peşin sermaye değeri ile karşılaştırılarak düşük olan rakam esas alınarak tazmin kararı verilmesi gerekir.
Öte yandan, sigortalının iş kazası veya meslek hastalığına uğramasına birden çok kişinin birlikte kusurlarıyla neden olmaları durumunda, 818 sayılı Borçlar Kanununun 50. ve 51. maddeleri (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 61. ve 62. maddeleri) gereğince teselsül hükümleri kapsamında bu kişilerin birlikte sorumlulukları vardır. 146. maddeye (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 62. maddesine) göre, kendi payından fazlasını ödeyenin diğer müteselsil borçlulara karşı rücu hakkı saklı kalmak kaydıyla, her bir borçlu yönünden kusurlarına karşılık gelen miktar ayrılmaksızın teselsül kurallarına göre sorumluluklarına karar verilmelidir. İş kazası veya meslek hastalığına birlikte sebebiyet veren sorumluların işveren ve üçüncü kişi olması halinde; işverenden istenebilecek 21. maddenin 1. fıkraya göre gerçek zararı aşmayan kısmın müteselsil sorumlulardan tazmini mümkün miktarından işveren; 21. maddenin 4. fıkraya göre gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısının müteselsil sorumluların toplam kusuruna karşılık gelen tutarından da üçüncü kişi sorumlu tutulmalıdır.
Bu yönde 21. maddenin 1. fıkrasına göre işverenin müteselsilen sorumlu olacağı tutarı formülize etmek gerekirse: (gelirin ilk peşin sermaye değeri X işverenin kusur oranı) + (gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı X üçüncü kişinin kusur oranı) = toplamıdır.
21. maddenin 4. fıkrasında düzenlenen “gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı” sınırlaması ifadesi çerçevesinde; üçüncü kişinin müteselsilen sorumlu tutulacağı miktarın ise, gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı ile işveren de dahil olmak üzere tazmin sorumlularının kusurları toplamının çarpımı sonucu elde edilecek tutar kadar olması gerekmektedir. Bu yaklaşım ve uygulama, işvereni, iç ilişkide üçüncü kişiye rücû edemeyeceği miktarı Kuruma ödemek zorunda bırakmadığından hakkaniyete uygun olacaktır.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esas gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalılardan ... Gıda San. ve Tic. A.Ş. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... Gıda San. ve Tic. A.Ş."ye iadesine, 03.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.