10. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/1383 Karar No: 2017/2785 Karar Tarihi: 03.04.2017
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/1383 Esas 2017/2785 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2017/1383 E. , 2017/2785 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, itirazın iptali yönünden davanın kabulune, icra inkar tazminatı yönünden talebin reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davalı ..."ın eşinden muvazaalı olarak boşandığı, Kurum tarafından davalıya babasından ölüm aylığının bağlandığı, fiilen ise eşi ile birlikte yaşadığından dolayı yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylıklarının yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan davada mahkemece itirazın iptali yönünden talebin kabülüne, icra inkar tazminatı yönünden reddine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun icra takip tarihinde yürürlükte olan 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, asıl alacak niteliğindeki yersiz ödenen ve icra takibine konu yapılan aylığın, takip ve dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit dolayısıyla, likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, davacı alacaklı Kurum yararına icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu talebin reddedilmesi usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ : Hükmün 4. parağrafındaki “İcra inkar tazminatı talebinin reddine” kısmının çıkarılarak yerine, “Hükmolunan meblağın % 40’ı oranında icra inkâr tazminatının, davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.