Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1163
Karar No: 2017/2783
Karar Tarihi: 03.04.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/1163 Esas 2017/2783 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/1163 E.  ,  2017/2783 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum ve davalı ... Mermercilik ve Madencilik San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacı Kurum, 24.07.2010 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu vefat eden sigortalının haksahiplerine bağlanan gelir ve yapılan cenaze yardımının rücûan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    1-Mahkemece, yapılan yargılamada; hükme esas alınan 10.02.2014 tarihli bilirkişi raporunda davalı ... Mermercilik ve Madencilik San. ve Tic. A.Ş. % 60 oranında, ustabaşı ve ekskavatör operatörü ... % 20 oranında ve kazalının % 20 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği anlaşılmış ise de kusur raporunun oluşa uygun olmadığı anlaşıldığından tarafların kusur oran ve aidiyetlerini maddi olaya uygun olarak belirleyecek nitelikte; iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında uzman bilirkişi kurulundan yöntemince düzenlenmiş kusur raporu alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak eksik araştırma, inceleme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
    2-5510 sayılı Kanunun “İş Kazası ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesinin 1. fıkrasına göre; "İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir..." 21. maddesinin 4. fıkrasına göre; "İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir..."
    Belirtilen düzenlemeler ile davalıların Kurum"un rücû alacağından sorumluluğu ancak kusurlarının varlığı hâlinde mümkün olup; 21. maddenin 1. fıkrasına göre işverenin tazminle sorumlu olduğu miktarın belirlenmesinde tazminat hukukuna ilişkin genel ilkeler doğrultusunda; sigortalı sürekli iş göremezlik durumuna girmişse bedensel zarar hesabı, ölüm hâlinde ise destekten yoksun kalma tazminatı (818 sayılı Borçlar Kanununun 45 ve 46, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 54 ve 55. maddeleri dikkate alınarak) hesabı yapılıp bulunan miktar, gelirin ilk peşin sermaye değeri ile karşılaştırılarak düşük olan rakam esas alınarak tazmin kararı verilmesi gereken miktara ilişkin sonuca gidilmesine ilişkin mahkeme kabulü isabetlidir.
    Öte yandan, sigortalının iş kazası veya meslek hastalığına uğramasına birden çok kişinin birlikte kusurlarıyla neden olmaları durumunda, 818 sayılı Borçlar Kanununun 50. ve 51. maddeleri (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 61. ve 62. maddeleri) gereğince teselsül hükümleri kapsamında bu kişilerin birlikte sorumlulukları vardır. 146. maddeye (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 62. maddesine) göre, kendi payından fazlasını ödeyenin diğer müteselsil borçlulara karşı rücu hakkı saklı kalmak kaydıyla, her bir borçlu yönünden kusurlarına karşılık gelen miktar ayrılmaksızın teselsül kurallarına göre sorumluluklarına karar verilmelidir. İş kazası veya meslek hastalığına birlikte sebebiyet veren sorumluların işveren ve üçüncü kişi olması halinde; işverenden istenebilecek 21. maddenin 1. fıkraya göre gerçek zararı aşmayan kısmın müteselsil sorumlulardan tazmini mümkün miktarından işveren; 21. maddenin 4. fıkraya göre gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısının müteselsil sorumluların toplam kusuruna karşılık gelen tutarından da üçüncü kişi sorumlu tutulmalıdır.
    Bu yönde 21. maddenin 1. fıkrasına göre işverenin müteselsilen sorumlu olacağı tutarı formülize etmek gerekirse: (gelirin ilk peşin sermaye değeri X işverenin kusur oranı) + (gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı X üçüncü kişinin kusur oranı) = toplamıdır.
    21. maddenin 4. fıkrasında düzenlenen “gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı” sınırlaması ifadesi çerçevesinde; üçüncü kişinin müteselsilen sorumlu tutulacağı miktarın ise, gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı ile işveren de dahil olmak üzere tazmin sorumlularının kusurları toplamının çarpımı sonucu elde edilecek tutar kadar olması gerekmektedir. Bu yaklaşım ve uygulama, işvereni, iç ilişkide üçüncü kişiye rücû edemeyeceği miktarı Kuruma ödemek zorunda bırakmadığından hakkaniyete uygun olacaktır.
    Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esas gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırıdır.
    3- 24.07.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle açılan rücuan tazminat davasının yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 21. maddesi olup, anılan maddede; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. Anılan madde ile tazmin sorumlularının Kurum karşısındaki sorumluluğu bir tavanla sınırlandırılmış olup, bu sorumluluk “...sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı…” bulunmaktadır.
    Maddenin açık hükmü karşısında; ilk peşin sermaye değerli gelirin, Kurum yararına tazmini mümkün kısmının belirlenebilmesi için gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunluluğu bulunmaktadır. Gerçek zarar hesabı tazminat hukukuna ilişkin genel ilkeler doğrultusunda yapılmalı, sigortalı sürekli iş göremezlik durumuna girmiş ise bedensel zarar hesabı, ölümü halinde destekten yoksun kalma tazminatı (Borçlar Kanununun 45-46, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 54-55. maddeleri) hesabı dikkate alınmalıdır.
    Gerçek zarar hesaplanması yönteminde, hak sahibi eşin bakiye ömür süresi daha uzun olsa bile, destek süresi, işçinin bakiye ömrü ile sınırlıdır.Hak sahibi erkek çocuğun 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurduğu tarihte gelirden çıkacağı gözetilmeli, kız çocuğunun ise evlenme tarihine kadar gelire hak kazanacağı kabul edilerek, evlenme yaşının rapor tarihine en yakın TUİK Türkiye "ortalama evlenme yaşı istatistikleri"ne göre belirlenmesi gerektiği dikkate alınmalıdır.
    Somut olayda; gerçek zararın, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde belirlenmesi gerekirken, kız ve erkek çocukların destek sürelerinin eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yetersiz hesap raporu dikkate alınarak, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırıdır.
    O hâlde, davacı Kurum ve davalı ... Mermercilik ve Madencilik San. ve Tic.A.Ş. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ... Mermercilik ve Madencilik San. ve Tic.A.Ş."ye iadesine, 03.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi