18. Ceza Dairesi 2017/1271 E. , 2017/12096 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarından sanık ...’ün mahkumiyetine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Milas 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/03/2011 tarihli ve 2010/728 esas, 2011/222 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/07/2011 tarihli ve 2011/1039 değişik iş sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanık müdafinin davanın düşmesi ve adlî sicil kaydında yer alan açıklanması geri bırakılan hükmün silinmesi için yazı yazılması talebinin, sanığın deneme süresi içerisinde yeni bir suç işlemesi nedeniyle reddine dair Milas 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/08/2016 tarihli ve 2010/728 esas, 2011/222 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine dair Bodrum Ağır Ceza Mahkemesinin 06/09/2016 tarihli ve 2016/851 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 16/01/2017 tarih ve 1893 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, sanığın mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra işlediği iddia olunan Bodrum 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/01/2016 tarihli ve 2015/567 esas, 2016/40 karar sayılı dosyasının temyiz edilmesi sebebiyle Yargıtay’da olduğu ve kesinleşmediğinin anlaşılması karşısında, ortada kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmünün bulunmadığı ve mahkemesine ihbar da yapılmadığı, UYAP sisteminden sorgulama yapılarak sanığın aleyhine bir durum yaratılmasının kabul edilemeyeceği ve sanığın bu aşamada mahkum olup olmayacağının henüz belirli olmaması karşısında merciince itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
CMK"nın 231/10. maddesi gereğince sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemediği takdirde açıklanması geri bırakılan hükmün kaldırılarak kamu davasının düşürülmesi, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi halinde ise aynı Kanun"un 231/11. maddesine göre hükmün açıklanması gerekmektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 05.05.2015 tarih ve 2014/145 esas, 2015/145 sayılı ilamında: “Deneme süresi çerisinde işlenen ikinci suçun bu süre içerisinde kesinleşmesi gibi bir zorunluluğa madde metninde yer verilmemiştir. İkinci suçun deneme süresi içerisinde işlenmesi ve kasıtlı bir suç olması hükmün açıklanması için yeterlidir. Ancak mahkeme sanığın denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı suçtan verilen mahkumiyet kararının kesinleşmesinden sonra hükmü açıklayabilecektir.... 5271 sayılı CMK"nın 231/11. maddesinde açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükmün hangi şartların gerçekleşmesi halinde açıklanacağı açıkça belirtilmiş olup bu düzenlemeye göre hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan sanığın, denetim süresi içinde kasıtlı bir suçtan mahkum olması durumunda hüküm açıklanacaktır. Bunun için ikinci suçun denetim süresi içerisinde işlenmesi ve kasıtlı bir suç olması yeterlidir. İkinci suçun kesinleşme tarihinin önemi yoktur.” denilerek, hangi hallerde hükmün açıklanabileceği açıklanmıştır.
Yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 01.03.2016 tarih ve 2015/599 esas, 2016/99 sayılı ilamında: “...Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesi ile kovuşturma geçici olarak durmakta olup ancak denetim süresinin sonunda yahut denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbiri olarak öngörülen yükümlülüklere aykırı davranılması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ortadan kaldırılarak hüküm kurulabilmektedir. Durma nedeni ortadan kalktığında zamanaşımı süresinin tekrar işlemeye başlayacağı gözetildiğinde, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbiri olarak öngörülen yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde denetim süresi sonunda, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde ise yeni suçun işlendiği veya denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine aykırı davranıldığı tarihte dava zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlayacaktır. Ancak, Anayasanın 38/4 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/2. maddelerinde düzenlenmiş bulunan "masumiyet karinesi" gereğince denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi nedeniyle hükmün açıklanabilmesi için ihbar olunan kasıtlı suçla ilgili mahkumiyet kararının kesinleşmiş olması gerekir. Denetim süresi içinde işlenen suçun kesinleşmesine kadar dava zamanaşımının duracağına ilişkin açık bir kanun hükmü bulunmamaktadır. İhbar olunan suçun kesinleşmesi şartının yorum yoluyla dava zamanaşımını durduran izin, karar yahut bekletici sorun olarak mütalaa edilmesi de mümkün değildir. Kanun koyucu hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde özel bir durma nedeni ihdas etmiş ve dava zamanaşımının sadece denetim süresi içinde duracağını kabul etmiştir. Bu nedenle denetim süresi içinde işlenen suçun kesinleşmesine kadar geçen sürede hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu suçun dava zamanaşımının işlemeye devam ettiği kabul edilmelidir. Bu yorum kanun koyucunun amacına daha uygun olacağı gibi yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle oluşacak "hukuki güvenlik" ilkesini zedeleyici sonuçların bertaraf edilmesi bakımından da en uygun çözüm yolu olacaktır.” ilkeleri benimsenerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesi ile duran zamanaşımının, denetim süresi içinde işlenen suç ile veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması ile işlemeye başlayacağı, dolayısıyla denetim süresinde işlenen suçun kesinleşmesine kadar geçen sürede hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu suçun dava zamanaşımının işlemeye devam ettiği kabul edilmiştir.
İnceleme konusu somut olayda;
Sanık hakkında Milas 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 29/03/2011 tarih, 2010/728 Esas, 201/222 Karar sayılı kararı ile görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilip bu kararlar 25/07/2011 tarihinde kesinleşmiştir. Sanık müdafii 29/07/2016 tarihinde denetim süresi içinde kasıtlı suç işlediğinde düşme kararı verilmesini talep etmiştir.
Milas1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/08/2016 tarih 2010/728 Esas, 201/222 Karar sayılı ek kararı ile "Sanık ..."ün Milas 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/03/2011 tarih 2010 / 728 E. 2011 / 222 K. sayılı kararının 5 yıllık denetim süresi içerisinde Bodrum 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/01/2016 tarih 2015 / 567 E. 2016 / 40 K. Sayılı dosyasında yargılama konusu olan suçu işlediği " gerekçesiyle sanık müdafiiinin talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu karar karşı yapılan itiraz sonucu Bodrum Ağır Ceza Mahkemesinin 06/09/2016 tarihli ve 2016/851 değişik iş sayılı kararı ile ek karar usul ve yasaya uygun olduğundan itirazın reddine karar verilmiştir.
Ancak, UYAP sisteminden yapılan sorgulamada, sanık hakkında 07/09/2015 tarihinde kasten yaralama suçundan yargılanmanın devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda yargılamaya konu olayda, sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyip işlemediğinin tespiti yargılamanın sonuçlanmasına bağlıdır. Sanığın bu yeni suçlarından mahkum olup kararın kesinleşmesi halinde hükmün açıklanması mümkün olacak, beraat etmesi halinde ise düşme kararı verilebilecektir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle sanık hakkında Milas 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 29/03/2011 tarih, 2010/728 Esas, 201/222 Karar sayılı kararı ile verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarından sonra denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemediği gerekçesiyle hakkındaki hükmün düşürülebilmesi bakımından, ikinci suçtan dolayı beraat kararı verilip kararın kesinleşmesinin şart olduğu, ancak Milas 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nce hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının beş yıllık süre içinde suçu işlemediğinden düşürülmesine yönelik talebi incelenirken sanık hakkında denetim süresi içinde işlediği kasıtlı bir suçtan kesinleşmemiş mahkumiyet bulunduğu, düşme şartlarının inceleme tarihinde oluşmaması nedeniyle talebin reddine karar verilmesi yerindedir. Sanık hakkında yeni suçtan verilen karar kesinleştiğinde yeniden mahkemece resen yada talep üzerine düşme şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilebilecektir. Ancak inceleme tarihinde düşme şartları henüz oluşmadığından talebin reddine karar verilmesi hukuka uygundur.
Sonuç ve Karar:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 31.10.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.