10. Hukuk Dairesi 2021/690 E. , 2021/6713 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
No : 2020/2302-2020/2650
Mahkemesi : ... 1. İş Mahkemesi
Dava, yurt dışı borçlanma sürelerinin ilgili döneme mal edilmesi ile yaşlılık aylığının buna göre tespiti, aksine kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf isteminin reddine dair karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, müvekkilinin 20/04/2015 tarihinde 3201 sayılı Yasa"ya göre borçlandığını ve ... Sosyal Güvenlik Kurumu"nun kendisine 01/05/2015 tarihinden itibaren 42200670204 tahsis no ile yaşlılık aylığı bağladığını, müvekkilinin kendisine emsal teşkil edecek kişilere göre aylığının az olduğundan şikayet ederken davalı kurumun 22/11/2017 tarihli yeni bir aylık bağlama kararı alıp bu kararla müvekkilinin aylığını daha da düşürdüğünü ve buna ilişkin kararı müvekkiline gönderdiğini, söz konusu kararda, “SGK Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yurt Dışı Sözleşmeler ve Emeklilik Daire Başkanlığı"nın 08/09/2017 tarihli emirlerine istinaden yaşlılık aylığında gerekli düzeltme yapılmıştır" denildiğini, kararın tebliği üzerine müvekkilinin 18/04/2018 tarihli itiraz dilekçesiyle davalı kuruma başvurduğunu, itiraz dilekçesinde 3601 gün borçlanma süresinin yurt dışındaki çalışmasının başı olan 02/01/1978 tarihinden itibaren başlatılıp maaşının buna göre hesaplanması gerektiğini, bu nedenle karardaki hatanın düzeltilmesini talep ettiğini, ancak Kurumun müvekkilinin itirazını reddettiğini, ret kararında “yurt dışındaki hizmetlerin borçlanılmasında borçlanılan süre belirtilmemişse sondan itibaren sürenin borçlanıldığının kabul edildiği, bu sebeple maaş bağlanırken yapılan hatanın düzeltildiği, 2000 yılından sonraki süreler nazara alınarak yaşlılık aylığının hesaplandığını, 2000 yılından sonraki süre nazara alınınca aylıkta düşme olduğunu bu sebeple hesaplamada hata olmadığı, fazla ödenen paraların geri ödenmesinin gerektiğinin" belirtildiğini, Kurumun bu kararının hak ve hukuka aykırı olduğunu, borç tahakkuk cetvelinde görüldüğü üzere müvekkilinin yurt dışı hizmetinin 02/01/1978-05/03/1988 arasında 3664 gün, 11/04/2000-30/09/2011 arasında 4130 gün olduğunu, müvekkilinin ilk borçlanma başvurusunda yurt dışındaki hizmetinin tamamını borçlanacağını belirttiğini, daha sonra kendisine yeten 3600 gün kadarını ise borçlandığını, davalı kurumun kendi lehine olduğu için yurt dışı hizmetinin sonundaki sürenin borçlanılması hususunu kabul ettiğini halbuki sosyal devlet ilkesi gereği kurumun sigortalısının lehine olan süreyi nazara alması gerektiğini, durum böyle iken kurumun lehine olan en son hizmet süresinin borçlanma süresi olarak nazara alınmasının Anayasa"nın 2, 60, 62 vs. sosyal devlet ilkesinin ve sosyal güvenlik hakkının vurgulandığı hükümlerine ve sosyal güvenlik yasalarının ruhuna aykırı olduğunu belirterek, davalı Kurumun davacının yaşlılık aylığının düşürülmesine ilişkin 22/11/2017 tarihli ve fazla ödenen aylıkların iade edilmesine ilişkin 26/06/2018 tarihli kararlarının iptal edilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkisizlik itirazında bulunduğunu, Kurumun yaptığı işlemlerde herhangi bir hata bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
“1-Davanın kabulüne,
Davacının sigortalılık başlangıç tarihinin yurt dışında sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarih olan 02/01/1978 tarihi olduğunun tespiti ile;
3201 sayılı Yasa"ya göre borçlandığı dönemin 02/01/1978 tarihinden itibaren ilgili aylara mal edilmesi gerektiğinin tespitine, fazla ödenen aylıkların iade edilmesine ilişkin kurum işleminin iptali ile; davacının aylığının 02/01/1978 tarihinden itibaren ilgili aylara mal edilen borçlanma dönemine göre yeniden hesaplanması gerektiğinin tespitine,” dair karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Yerel mahkeme kararı yerinde bulunarak istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
V-TEMYİZ NEDENLERİ:
Davalı vekili, yetki itirazında bulunduğunu, eksik araştırma ile hüküm kurulduğunu, kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ
Dosya kapsamı incelendiğinde, davacının 02.01.1978-05.03.1988 ve 11.04.2000-30.09.2011 tarihleri arası yurt dışı çalışmalarını borçlanma talebiyle kuruma başvurduğu, 3601 güne gelen kısmı borçlanma tutarını 20.04.2015 tarihinde yatırarak tahsis talebinde bulunduğu, 01.05.2015 tarihinde bağlanan aylıkta borçlanmanın geriye doğru mal edildiğinin anlaşıldığı, kurumun aylık bağlama işleminde 2000 yılı öncesine sehven 1 gün giriş yaptığının anlaşılması üzerine 18.01.2017 tarihinde ikinci karar işlemi ile aylığı düzelttiği ve yersiz fark aylıklar için 5510 sayılı Yasa’nın 96/b. maddesi gereği borç tahakkuk ettirdiği, davacının borçlanmanın 02.01.1978 tarihinden ileriye doğru mal edilmesi gerektiğinin tespiti için işbu davayı açtığı, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmış ise de; söz konusu hüküm yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkındaki 3201 sayılı Kanun"un “Amaç ve kapsam” başlığını taşıyan 1’inci maddesinde; 18 yaşını doldurmuş Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen sürelerin, Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri hâlinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirileceğini hüküm altına almıştır.
3201 sayılı Yasa"nın, 17/04/2008 tarih ve 5754 sayılı Yasa"nın 79. maddesi ile değişik “ Süre tespiti ve sigortalılığın başlangıcı” başlıklı 5.Maddesi ise “Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır.
Sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.
Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir…” hükmünü içermekte olup; yasanın anılan açık hükmü karşısında, 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılan yurtdışı hizmet borçlanmalarında esas alınan yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin, yasanın 5.madde hükmü uyarınca, ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere belirlenmesi; giderek, belirlenen ve borçlanılan bu süreler üzerinden yaşlılık aylığı bağlanması gerekecektir.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, aylık hesaplaması yapılırken, söz konusu borçlanılan sürelerin ilgili dönemlere değilde, borçlanılan tarihten geriye doğru hesaplanması gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Diğer taraftan sigorta başlangıcının tespiti istemine dair bir talep bulunmamasına karşılık bu hususta hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun reddine dair kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 21.05.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.