21. Hukuk Dairesi Esas No: 2007/19931 Karar No: 2008/16226 Karar Tarihi: 21.10.2008
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/19931 Esas 2008/16226 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2007/19931 E. , 2008/16226 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kastamonu İş Mahkemesi TARİHİ : 10/07/2007 NUMARASI : 2006/189-2007/241
Davacılar, murisinin 01.01.1994-11.07.2006 tarihleri arası tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile aylık almaya hak kazandıklarına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacıların ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2.Dava,davacıların murisi İ.Ş.’in 01.01.1994-11.07.2006 tarihleri arasında tarım Bağ-kur sigortalısı olduğunun ,dava dilekçelerinin 5458 sayılı Yasadan yararlanmak üzere başvuru niteliğinde olduğunun kabulü ile ölüm aylığına hak kazandıklarının tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece,muris İ.Ş.’in 01.04.1995-11.07.2006 tarihleri arasında tarım Bağ-kur sigortalısı olduğunun tesbitine ve dava dilekçesinin 5458 sayılı Yasa uyarınca başvuru mahiyetinde kabul edilmesine ilişkin talebin reddine karar verilmesi yerinde ise de, davacıların sigortalı sayılan döneme ilişkin prim borcunu ödediği taktirde ödemeyi takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığına hak kazandığının tesbitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. HUMUK 388 .maddesinin son fıkrasında ‘’Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin ,istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların ,mümkünse sıra numarası altında birer birer açık,şüphe ve duraksama uyandırmayacak şekilde gösterilmesi ‘’gerektiği belirtilmiştir. Buna göre karar,taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdirici nitelikte ve yeni sorunların oluşmasına mahal vermeyecek şekilde açık ve net olmalıdır . Öte yandan HUMK’na göre her dava ancak davanın açıldığı tarihteki koşullar nazara alınarak sonuçlandırılır. Bu durumda mahkemece henüz gerçekleşmemiş olan bir olgunun, yani henüz yapılmamış prim ödemesi esas alarak, davacının talebini görülen dava ile sonuçlandırmadan ve yeni sorunların oluşma ihtimali doğuracak şekilde ileriye yönelik hüküm kurulması hatalı olmuştur. Yapılacak iş ,davacıların murisinin ölüm aylığı bağlanması için yeterli süre sigortalılığı bulunduğu anlaşıldığından ,davacılara prim borcunun ödenmesi için önel verilmeli , bu önel sonucu prim yatırıldığı takdirde, 1479 sayılı Yasa"nın 43/1 fıkrasında belirtildiği gibi, ölümle aylığa hak kazandığından, ölüm tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanmasına karar verilmelidir. Mahkemece,bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. O halde.tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,21.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.