Taraflar arasında görülen ziynet eşyasının iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Kendi adına asaleten müşterek çocuğa velayeten dava açan davacı kendisine ve küçük kızına ait davalıya ait kasada muhafaza edilen ziynet eşyasının aynen, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Yargılama sürecinde davacı nakten tazmin şeklinde dava dilekçesini ıslah etmiştir. Yerel mahkemece yapılan yargılama süreci neticesinde; davanın kabulü ile; 8.000,00 TL takı bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Dava dilekçesinde müşterek çocuğa ve davacıya ait takılar ayrı ayrı izah edilmemiştir. 6100 Sayılı HMK md.31 uyarınca; Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Sözkonusu yasal düzenleme uyarınca; davacının müşterek çocuğa ve şahsına ait takıların ayrı ayrı açıklaması istenmeli, hüküm tesisi esnasında 6100 Sayılı HMK 297/2 md. uyarınca; taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu cihetle yargılama sürecinde HMK md.31 uyarınca; davacıya talebi ayrıntılı açıklattırılmalı, HMK 297.md. uyarınca hüküm tesisi esnasında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu cihetle 8.000,00 TL"lik takı bedelinin herhangi bir ayrım yapılmaksızın kül halinde davacıya ödenmesi hususunda alınan karar isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.