1. Hukuk Dairesi 2014/7444 E. , 2015/9348 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İNEGÖL 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2013
NUMARASI : 2013/77-2013/808
Taraflar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi . . . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl dava, elatmanın önlenmesi, ecrimisil; birleştirilen dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği, toplanan deliller ile özellikle 109 ada 16 parselde davacıların kullandığı veya kullanabileceği bir bölümün bulunmadığı ve davalı Gülcan dışındaki diğer davalıların taşınmazı tasurruf ettikleri saptanarak pay oranında elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalıların buna ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalıların öteki temyiz itirazlarına gelince;
Hemen belirtilmelidir ki, davaya konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
./..
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
Öte yandan; ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Somut olaya gelince; ecrimisil hesabına dahil edilen taşımazlar bakımından intifadan men şartının veya intifadan men şartının istisnalarının bulunması gerekeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, mahkemece bu husus üzerinde durulmuş değildir. Keza, hükme esas alınan bilirkişi raporunun da denetime elverişli olduğunu söyleyebilme imkanını bulunmamaktadır. Zira 2009 yılına ilişkin resmi veriler getirtildiği halde daha önceki yıllara ilişkin resmi veriler temin edilmemiş, denetime elverişsiz, soyut nitelikli bilirkişi raporuna itibar edilerek sonuca gidilmiştir.
Hâl böyle olunca; davalıların taşınmazların kiraya verilerek tasarruf edildiğine ilişkin beyanlarının açıklattırılması, bu hususta gösterilecek tanıkların dinlenilmesi, taşınmazların kiraya verildiğinin anlaşılması halinde ecrimisil hesabının yapılması, aksi halde intifadan men olgusunun tartışılması, bu koşulların oluştuğunun anlaşılması halinde ise denetime uygun
./..
somut ve bilimsel veriler içeren konusunda uzman bilirkişilerce hesaplanacak ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirkirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Kabule göre de; davadan sonra satıldığı anlaşılan taşınmazlar yönünden konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olması isabetsiztir.
Davalıların, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.