Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/5703 Esas 2013/380 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı ve asıl ve birleşen davada davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, 17.500,00 TL karşılığında daire satın aldığını, dairede eksik işleri yapıp daireyi oturulur hale getirdiğini, tapu işlemlerinin yapılması sırasında satın aldığı dairenin mimari projede depo olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine davalı kooperatif tasfiye kurulunun gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenleyerek proje tadilatı yapıp söz konusu dairenin kendisine verilmesi hususunu taahhüt ettiğini, ancak taahhüdün yerine getirilmeksizin kooperatifin tasfiye edildiğini, kendisine herhangi bir daire verilmediğini, halen ortak gider talep edildiğini, elektrik ve suyu kesilmek suretiyle zor durumda bırakıldığını, doğalgaz başvurusu yapamadığını ileri sürerek, daire için ödediği 17.500,00 TL"nın ve dairenin oturulabilir duruma getirilmesi için yaptığı giderler karşılığı 22.500,00 TL"nın tahsiline, kooperatifin ihyasına ayrıca 30.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada ise davacı vekili, asıl davadaki iddialarını tekrarlayarak tasfiye edilen kooperatifin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif tasfiye kurulu üyelerinin vekili cevap dilekçesinde, müvekkillerinin kooperatifin tasfiye kurulunun üyeleri olduğunu, bu nedenle müvekkillerinin hukuki sorumluluklarının olmadığını, ayrıca davacının dairenin tapusunun olmadığını bilerek daireyi satın aldığını, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 17.500,00 TL ortaklık payı ödemek suretiyle kooperatife üye olduğu, davacının kendisine tahsis edilen yeri ortaklık sıfatına güvenerek oturulur duruma getirdiği, ancak bu yerin mimari projede depo olarak ortak alan vasfında bulunduğundan kooperatifin tasfiyesi başlatıldığında davacıya hukuken konut tesliminin yapılamayacağının ortaya çıktığı, davacının mağduriyetini engellemek amacıyla kooperatif tasfiye yönetiminin noter Aracılığıyla gayri menkul satış vaadi sözleşmesi düzenleyip tadilat projesi ile depoya bağımsız bölüm vasfı kazandırılacağının ve taşınmazın tapusunun verileceğinin taahhüt edildiği, buna rağmen taahhüt yerine getirilmeksizin kooperatifin tasfiye edildiği, bu nedenle kooperatif tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına, dairenin rayiç bedeli olarak belirlenen 75.000,00 TL"nın 40.000,00 TL"sinin 15.06.2011, 35.000,00 TL"sinin ise 17.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ihyasına karar verilen kooperatiften alınıp davacıya verilmesine, manevi tazminat davasının ve kooperatif yönetim kurulu üyeleri hakkında açılan davanın ise reddine karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleşen davada davacı ve asıl ve birleşen davada davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Asıl ve birleşen dava, davalı kooperatifin tüzel kişiliği sona erdikten sonra açılmış olmakla, öncelikle kooperatifin ihyasına ilişkin açılan davanın sonuçlandırılıp diğer davalar için bu dava bekletici mesele yapılmalıdır. Kooperatifin tüzel kişiliği sona erdiğinden gerek eski kooperatif tasfiye kurulu üyelerine karşı açılan, gerekse kooperatif yönetimine karşı açılan davalarda taraf teşkilinin bu aşamada sağlanması mümkün olmadığından, mahkemece bu durumun gözardı edilerek esas hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
2-Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.