Ceza Genel Kurulu 2017/100 E. , 2017/265 K.
"İçtihat Metni"Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
Sanık ..."un yağma suçundan beraatine ilişkin, Beyoğlu (Kapatılan) Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince verilen 03.11.2008 gün ve 44-168 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 15.01.2014 gün ve 15952-318 sayı ile;
"Sanık ile 18 yaşından büyük olduğu için soruşturması ve kovuşturması ayrı yürütülen sanık ... ..."ın olay günü gündüzleyin sokakta arkadaşları ile birlikte oturan mağdurun yanına geldikleri, kollarından tutup sokak içerisindeki bir apartmanın merdivenine oturttukları, diğer sanık ..."in mağdura tokat atmak ve bıçak göstermek suretiyle tehdit edip cep telefonunu aldığı sırada sanık ..."un yanında durduğu, böylece el ve işbirliği içerisinde hareket ederek diğer sanık ..."in eylemine doğrudan katılmak suretiyle sanığın yağma suçu işlediği anlaşıldığı halde, sanık hakkında atılı suçtan mahkumiyeti yerine, kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek beraatine hükmedilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi ise 17.12.2015 gün ve 39-425 sayı ile;
"SSÇ ..."ın, yargılaması Eyüp 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan hakkında mağdura karşı yağma suçunu işlemesi nedeni ile 5237 sayılı TCK"nın 149/1-a, 62. maddeleri gereğince 8 yıl 4 ay hapis cezası verilen cezası onanan yaşı büyük ... ... ile birlikte mağdur ..."in kolundan tuttuğu, bu aşamada SSÇ"nin yaşı büyük ..."in yağma kastıyla hareket ettiğini bilmediği ve yaşı büyük ..."in eylemine bu aşamadan sonra katılmadığı, kaldı ki yaşı büyük ..."in, mağdur ..."i bir binanın önüne oturtarak bıçak çıkardığı ve mağdurdan telefonunu istediği, mağdurun korkup ağlaması üzerine camiye götürüp elini yüzünü yıkadığı ve mağdurun yaşı büyük ..."e telefonunu verdiği, buna göre yaşı büyük ..."in yağma kastıyla hareket etmeye başlayarak, yağma suçunun tehdit ve cebir unsurlarını gerçekleştirdiği aşamada, SSÇ"nin yaşı büyük ... ... ile birlikte hareket ettiğine ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, ayrıca SSÇ"nin yağma eyleminden sonra olay yerinden kaçmadığı gibi mağdura yardım etmek için "... kaçıyor, koş" dediği, yukarıda açıklanan nedenlerle SSÇ"nin üzerine atılı yağma suçunu işleme kastının bulunmadığı" şeklindeki gerekçeyle direnerek, ilk hükümde olduğu gibi sanık ..."un beraatına karar vermiştir.
Bu hükmün de Cumhuriyet savcıları tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.06.2016 gün ve 107504 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 gün ve 997-1089 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 24.01.2017 gün ve 36-58 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık ..."un üzerine atılı yağma suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilmesi gerekmektedir.
TCK"nun 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin onbeş yıl olacağı hüküm altına alınmış, ikinci fıkrasında ise; "fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer" hükmüne yer verilmiştir.
Aynı kanunun 67. maddesi uyarınca kesen bir nedenin varlığı halinde zamanaşımı süresi, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Ceza Genel Kurulunun 26.06.2012 gün ve 978–250 sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hallerden biri olan zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi halinde mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanık ..."a atılı yağma suçunun yaptırımı 5237 sayılı TCK"nun 149/1-a-c maddesi uyarınca on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası olup, aynı kanunun 66/1. maddesi gereğince belirtilen suçun asli dava zamanaşımı onbeş yıl, 67/4. maddesi göz önüne alındığında ise kesintili dava zamanaşımı yirmi iki yıl altı aydır. Sank ..."ın suç tarihi itibarıyla onbeş yaşını bitirmiş, ancak onsekiz yaşını tamamlamamış olduğu göz önüne alındığında, TCK"nun 66/2. maddesi uyarınca söz konusu suçta asli dava zamanaşımı 10 yıl, kesintili dava zamanaşımı ise 15 yıldır.
Suç tarihinde 17 yaşında olan sanık ..."ın, daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 31.08.2005 tarihinde işlediği iddia olunan eylemle ilgili olarak, eylemi birlikte gerçekleştirdiği iddia edilen ve açık kimliği tespit edilemeyen Eyüp Kolay hakkında sanık yönünden zamanaşımını etkileyecek usul işleminin yapılmadığı, olayı gerçekleştiren ... ... hakkında ise Eyüp 2. Ağır Ceza Mahkemesince 20.12.2005 tarihinde mahkûmiyet kararı verildiği göz önüne alındığında, TCK"nun 66/1-d, 66/2 ve 67/4. maddelerinde öngörülen on yıllık asli dava zamanaşımı süresinin sanık ..."ın kovuşturma aşamasında sorgusunun yapıldığı 12.05.2006 tarihinde kesilerek yeniden işlemeye başladığı ve 12.05.2016 tarihinde dolduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK"nun, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK"nun 66/1, 66/2, 67/4 ve 5271 sayılı CMK"nun 223/1-8. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 17.12.2015 gün ve 39-425 sayılı direnme hükmünün, dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle BOZULMASINA,
Ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK"nun, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık ... hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK"nun 66/1-d, 66/2, 67/4 ve 5271 sayılı CMK"nun 223/1-8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.05.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.